7. Hukuk Dairesi 2014/17029 E. , 2014/23001 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Mersin 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 27/11/2012
Numarası : 2012/180-2012/44
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 07.01.2006-21.10.2010 tarihleri arasında çalıştığını, 21.10.2010 tarihinde iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğini, iş yerinde çift vardiya halinde 10.00-19.00 ve 13.00-22.00 saatleri arasında çalışıldığını, mesai saatlerinin başında ve sonunda yarım saat önce ve gecikmeli olarak çalıştığını, üç ayda bir yapılan mağaza sayımı nedeniyle 07.00-22.00 saatleri arasında çalıştırıldığını, ayda bir mağaza toplantısı olması nedeniyle izinli olsa dahi 12.30-22.00 saatleri arasında işyerinde bulunma zorunluluğunun getirildiğini ancak fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının fazla çalışması ve fazla çalışma alacağı olmadığını, vardiyaların ara dinlenme süreleri dahil günde 9 saati geçmediğini, 1 saat ara ile 2 kez 15"er dakika çay molası verildiğini, haftada 6 gün çalıştığını, hizmet sözleşmesinin 6-c maddesi gereğince gerektiğinde işçinin fazla çalışma yapması ve fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğunun kararlaştırıldığını ve imzalı puantaj kayıtları gereği davacının iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporuna itibarla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedi buçuk saati geçemez (m.69/3). Bu hal de günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın bir sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden haftalık 45 saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde 7.5 saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanunu’nun 41. maddesinde yazılı olan fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda iki yüz yetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanununun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, fazla çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda, davacı çalışma süresi boyunca fazla çalışma yaptığını iddia ederek tanık beyanları ve ulusal gözlem merkezi kayıtlarına dayanmıştır. Davalı ise davacının fazla çalışma yapmadığını savunarak imzalı çalışma çizelgesini dosyaya sunmuştur. Davacıya ait ücret bordrolarında satış primi adı altında ücret tahakkukunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi hesap raporunda davacıya ait ücret bordolarında yer alan satış primlerinin belli bir hedefi tutturmak için yapılan ödemeler olmadığı belirtilerek dinlenen tanık anlatımlarına dayalı olarak davacının fazla çalışma ücret alacağı hesaplanmıştır.
Her iki taraf ta davacının iş yerine giriş çıkış saatlerini gösteren kayıtlar sunmak suretiyle anılan kayıtlara dayandığına göre, yapılacak iş, ulusal gözlem merkezi kayıtları ile davacı imzasını taşıyan mesai takip çizelgeleri dikkate alınarak davacının fazla çalışma yapıp yapmadığını belirlemek ve fazla çalışma yaptığının tespiti halinde prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığının araştırılması için bilirkişiden ayrıntılı ve denetime elverişli hesap raporu almak ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.
Mahkemece bu yönler üzerinde durulmayarak eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.