4. Hukuk Dairesi 2015/341 E. , 2015/3111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2013/313-2013/157
Davacı L.. D.. vekili Avukat Mesut tarafından, davalı P.. M..ürlüğü ve diğeri aleyhine 05/08/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; yargı yolu nedeniyle davanın reddine dair verilen 30/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, usulsüz tebligat nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Davacının, davalılardan P.. M..ürlüğü’ne yönelik temyiz itirazları yönünden;
Davacı, Üsküdar 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/2539 sayılı dosyası kapsamında taşınmaz ihalesine girerek taşınmaz satın aldığını, ihalenin Üsküdar 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/827 Esas, 2011/183 Karar sayılı ilamı ile usulsüz tebligat nedeniyle feshedildiğini, ödediği taşınmaz bedelinin eksik iade edildiğini belirterek uğradığı zararın tazminini istemiştir.
Mahkemece, postaların doğru ve güvenli bir şekilde ve zamanında adrese teslimi ve bu kapsamdaki işlerin denetlenmesinin P.. M..ürlüğü’nün kamu hizmeti kapsamındaki görevleri arasında olup, bu görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmesinin hizmet kusuru niteliğinde olduğu, yine davalı Adalet Bakanlığına karşı açılan davanın da hizmet kusurundan kaynaklandığı ve idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) olarak görev yapan P.. M..ürlüğü"nün görevleri, 23/05/2013 tarihli ve 28655 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6475 sayılı “Posta Hizmetleri Kanunu” ile yeniden düzenlenmiş, kurum “Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi” adını almış, 02/09/2013 tarihinde Ticaret Siciline kayıtla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve özel hukuk hükümlerine tabi bir Anonim Şirket olarak faaliyetine başlamıştır. 6475 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde ise, T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü’nün, sektörde Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre faaliyet yapan diğer şirketlerle eşit koşullarda rekabet edebilir hale gelmesi amacıyla PTT A.Ş. olarak yapılandırılmasının öngörüldüğü açıkça ifade edilmiştir. Diğer yandan, 6475 sayılı Kanun m.21/2’de, PTT A.Ş.’nin sermayesinin tamamının Hazine’ye ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu bakımdan PTT A.Ş., Anayasa m.165 ve 233 Sayılı KHK gereğince Kamu İktisadi Teşebbüsü niteliğini halen sürdürmektedir. Tüm bu yasal düzenlemelerden, davalılardan PTT A.Ş.’nin bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu, özel hukuk kurallarına göre yönetileceği ve faaliyet göstereceği, eylem ve işlemlerinin idari eylem ve işlem niteliğinde olmayıp diğer özel hukuk tüzel kişilerinde olduğu gibi, özel hukuka ilişkin bulunduğu sonucuna varılmalıdır.
2- Davacının, davalılardan T.. B..’na yönelik temyiz itirazları yönünden;
İcra ve İflas Kanunu’nun 5. maddesindeki düzenleme; “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır” şeklindedir. Bu nedenle icra görevlilerinin haksız eylemlerine dayanan tazminat istemlerinin adli yargıda görülmesi gerekmektedir.
Eldeki davada; davalılardan PTT A.Ş.’nin yukarıdaki açıklamalar karşısında özel hukuk tüzel kişisi olduğu, icra görevlisinin kusuruna dayanan ve Adalet Bakanlığı’na karşı açılan davanın da İİK m.5 gereği adli yargıda görülmesi gerektiği hususları gözetilmeden, anılan davalılar bakımından yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceğinden davacının, davalılardan Adalet Bakanlığı’nın temyizinin kendisine tebliğinden 27 gün sonra katılma yoluyla temyizi sonuca etkili görülmemiştir.
Yerel mahkemece, işin esası incelenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1) ve (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar P.. M..ürlüğü ve TC Adalet Bakanlığı’nın vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacı ile davalı P.. M..ürlüğü"nden peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 16/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.