16. Hukuk Dairesi 2016/2332 E. , 2018/4320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İl mera komisyonu çalışmaları sırasında ... İli ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 2 numaralı 1.111.379,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera olarak 13.02.2004 tarihli kararla davalı köy tüzel kişiliği adına tahsis edilmiştir. Davacı, bu parselde 2 parça halinde bulunan keşifte belirlenecek taşınmazlar hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda fen bilirkişi 11.05.2007 tarihli raporu ekindeki krokide (D) harfi ile gösterilen kuzeyi ..."a ait tarla, güneyi mera, batısı ..."ye ait tarla, doğusu kısmen ... kısmen ..."e ait tarla ile çevrili, yine (B) harfi ile gösterilen kuzeyi ..."a ait taşınmaz, güneyi ..."a ait taşınmaz, batısı kadastro harici boşluk, doğusu ..."ye ait tarla ile çevrili, (B) ile gösterilen 1.535,21 ve (D) ile gösterilen 4.776,04 metrekarelik taşınmazların davacı ... oğlu ... adına mülkiyetinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde dosyadaki 11.05.2007 tarihli fen bilirkişi raporu ekindeki krokide (B) ve (D) harfi ile gösterilen yerlerde davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle, anılan kısımların köy orta malı merası olarak 2 parsel numarası ile sınırlandırıldığı belirtilerek mülkiyetin tespiti hükmü kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dosya içerisinde bulunan ve icra edilen keşif neticesi alınan zirai bilirkişi raporunda taşınmazların zilyetlikle kazanıma elverişli yerlerden olduğu ve 35 yılı aşkın süredir kültür arazisi olarak kullanıldığı, orman bilirkişi raporunda krokide (B) ve (D) ile gösterilen temyize konu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu, Mahkemece 2004/362 Esas sayılı dava dosyasında mera olarak karar verildiği belirtilmiş ve fen raporunda da Mahkemenin 2004/362 Esas sayılı dosyasına göre oluşan mera ve orman sınırları gösterilmiş ise de; anılan raporlardan taşınmazlar üzerinde zilyetliğin ne şekilde ve ne zamandan beri sürdürüldüğü net olarak anlaşılamadığı halde, bu raporlarla yetinilerek hükme esas alınması ve taşınmazın niteliğinin ve zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğrafı uygulamasının, fotogrametri ya da jeodezi mühendisleri yerine, uzman olmayan zirai bilirkişi ile ve taşınmazı sadece orman olup olmadığı yönünden değerlendiren ormancı bilirkişi marifetiyle yapılmış olması nedeniyle araştırma ve inceleme yetersizdir. Eksik araştırma, inceleme ve değerlendirme ile karar verilemez. Hal böyle olunca, mahkemece, doğru sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyeti huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanına belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafı üzerinde stereoskop aleti ile inceleme yaptırılmalı, ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın öncesinin hangi nitelikte olduğu, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü ve kimden kime aktarıldığı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.