3. Hukuk Dairesi 2014/10993 E. , 2015/3526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SİVEREK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2013
NUMARASI : 2013/402-2013/210
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalı kurum tarafından 10.10.2011 tarihli yazı ile 32.000,00 TL kaçak elektrik tahakkuk ettirilmiş olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, böyle bir kullanım varsa dahi bu miktarda kullanmasının mümkün olmadığını beyan ederek; müvekkilin davalıya karşı böyle bir borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının, davalıya 06.10.2011 tarih ve 73490 seri numaralı kaçak elektrik tespit tutanağına ilişkin düzenlenen 2011/10. dönem faturaya ilişkin olarak 29.636,93 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı, bu yöntemlerde Kurul onayı olmaksızın değişiklik yapılamayacağı, geçici 3. madde hükmünde de bu yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra 15. madde kapsamındaki kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre ve tüketim miktarı hesaplama ve tahakkuk yöntemlerine ilişkin usul ve esasların TEDAŞ ve bağlı ortaklıkları ile piyasada mevcut sözleşmeleri kapsamında faaliyet göstermekte olan diğer tüzel kişiler tarafından Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin geçici 2. maddesi uyarınca düzenlenecek tarife önerileri ile birlikte Kuruma sunulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 21.03.2003 gün 122 sayılı kararı alınmıştır. Aynı kurulun 29/12/2005 tarihli toplantısında ise; 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olaya gelince, davalı kurum görevlilerinin davacının tarımsal sulamada kaçak elektrik kullanıldığını belirlemeleri üzerine 06.10.2011 tarihli kaçak elektrik tutanakları düzenlenmiştir. Mahkemece kaçak elektrik bedelinin hesaplanması için bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, tutanak tarihlerinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre hesaplama yapılmamış,kurulu güç kaçak tespit tutanağında 100 kwh olmasına rağmen, bilirkişi hesaplamasında 7,5 kwh olarak alınmış; Mahkemece sözkonusu rapor benimsenerek karar verilmiştir. Davacının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik ve ek tahakkuk bedellerinin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplanması gerekir. Bilirkişi raporu yönetmeliğe uygun değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararı ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının belirlenmesi gerekirken, yetersiz ve dosya içeriğine aykırı bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.