Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/643
Karar No: 2019/2985
Karar Tarihi: 01.04.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/643 Esas 2019/2985 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/643 E.  ,  2019/2985 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi



    Dava, sigortalılık sürelerinin ve yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali, borç tahakkuk işleminin iptali ile kesilen aylığının kesilme tarihinden itibaren bağlanarak ödenmeyen aylıkların en yüksek banka mevduat faizi ile ödenmesi istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılardan Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine,... Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı, işyerinde yapılan denetim sonucunda 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında davalılardan işveren tarafından yapılan bildirimlerin gerçek ve fiili çalışmaya dayanmadığından bahisle sigortalılığının ve yaşlılık aylığının iptal edilerek yersiz ödemelerin iadesinin istendiğini, ancak çalışmalarının gerçek ve fiili olduğunu iddia ederek; davalılardan işverene ait işyerinden 10.05.2010 - 18.01.2013 tarihleri arasında yapılan hizmet bildirimlerinin fiili olduğunun tespiti ile bu işyerinden bildirilen ve hizmetleri iptal eden dolayısıyla yaşlılık aylığını da iptal eden kurum işlemi ile bu işlemden kaynaklı olan 4.384,46 TL borç tahakkuk ettiren kurum işleminin iptaline, yaşlılık aylıklarının kaldığı yerden hak edilen tarihlerden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı işveren davaya cevap vermemiş; davalı Kurum, sigorta denetmeni tarafından düzenlenen rapor ile davacının diğer davalı işverene ait işyerinden bildirilen çalışmalarının fiili olmadığının tespit edilerek iptal edildiği, yersiz ödemelerin düzenlendiği 5510 sayılı Kanunun 96"ncı maddesine göre kurumun rücu hakkı olduğun, Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğu savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Celp ve tetkik edilen dosyalar, gelen müzekkere cevapları, alınan bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre kamu tanıklarının birbiriyle örtüşen ve çelişmeyen beyanları, davacının davasını destekler mahiyette olması dikkate alınarak kamu tanıklarının beyanlarına itibar edilmiş ve davacının ... ’na ait 1060909.020 sicil sayılı işyerinden 10.05.2010-18.01.2013 tarihleri arasında yapılan hizmet bildirimlerinin fiili olduğu, bu işyerinden bildirilen hizmetleri iptal eden dolayısıyla yaşlılık aylığını iptal eden kurum işlemi ile bu işlemden kaynaklı davacı adına 4.384,46 TL borç tahakkuk ettiren kurum işleminin iptalinin gerektiği, aylıkların kaldığı yerden tekrar ödenmesine devam edilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Davacı tarafından bildirilen tanıklar ..., ..., ... ve ... davacının işyerinde bekçi olarak fiilen çalıştığını beyan ederken, denetim ve Kurum işlemlerine beyanları esas alınan Şevket ve ... davacının işyerinde çalışmadıklarını beyan ettikleri; iptale konu 18.01.2013 öncesi dönemde başka bordro tanığı bulunmadığı gibi çalışan işçi sayısı davaya konu dönem yönünden 10 kişiden az olup banka kanalıyla ücret ödeme zorunluluğu bulunmadığından banka kayıtları ve ücret bordrolarının bulunmaması üzerine Mahkemece kolluk vasıtasıyla tespit edilen ve işyerine yakın aynı işkolunda işyeri sahibi ya da bordrolu çalışanı olan ..., ... ve ... davacının çalışmalarını doğrulamıştır. Bu durumda davacının iptale konu çalışmalarının gerçek ve fiili olduğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edildiğinden, söz konusu çalışmaların tespiti ile aksine Kurum işlemlerinin iptali yönündeki ilk derece Mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olup, davalı Kurum vekilinin tüm istinaf nedenlerinin reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; Kurum denetmen raporu ile davacının çalışmalarının fiili olmadığının tespit edildiğini, Kurum işleminin hukuka uygun olduğunu bu sebeple verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu sebeple ve resen tespit edilecek hukuka aykırılıklar sebebiyle kararın bozulması talep edilmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
    Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
    Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davalı işveren Hülya, davacı ve işyerindeki denetim sırasında çalıştıkları tespit edilen Şevket ve ..."ın Kurum denetmeni tarafından beyanının alındığı, davalı işveren Hülya beyanında davacının işleri dolayısıyla dışarıda olduğunu ifade ettiği, davacı beyanında; 00-6,7 saatleri arasında gece bekçisi olarak çalıştığını ifade ettiği, Zeynep ve Şevket beyanlarında; kendileri dışında işyerinde çalışan olmadığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
    Mahkemece bodro tanığı olarak dinlenilen Şevket ve ... beyanlarında; işyerinde kendileri dışında başka çalışan olmadığı, davacının işyerinde çalışmadığı, davacının işyerine süt, yoğurt satan bir kişi olduğunu, işvereni tanıyan bir kişi olduğu şeklinde beyanda bulundukları, resen tespit edilen ve komşu işyeri tanığı olarak dinlenilen ..., ..., ... beyanlarında; davacının işyerinde gece bekçisi olarak çalıştığı yönünde beyanda bulunmuşladır. Komşu işyeri tanıkları beyanları ile bodro tanıkları ve davalı işveren beyanları arasında, davalı ... ile davacının Kurum denetmeni tarafından alınan beyanları arasında çelişkiler olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, yukarıda belirtildiği şekilde davacının işyerinden yapılan bildirimlerinin fiili olup olmadığı resen tespit edilecek yeni komşu işyeri sahipleri ve komşu işyeri çalışanları tespit edilip dinlenilmek suretiyle araştırılmalı, varsa savcılık soruşturması ve devamında ceza dosyası irdelenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi