Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/14095
Karar No: 2015/3783
Karar Tarihi: 09.03.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/14095 Esas 2015/3783 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/14095 E.  ,  2015/3783 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SULUOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/11/2013
    NUMARASI : 2010/457-2013/286




    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:



    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin, Samsun 4. Noterliğinin 23.02.2010 tarih 4245 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile N.. A.. vekili İsmail Güven"den 35 RF 759 plaka sayılı aracı 12.000 TL bedel karşılığında satın aldığını; bir müddet sonra aracın çalıntı olduğu ve sahte evrak düzenlenerek satışının yapıldığından bahisle soruşturma başlatıldığını ve söz konusu araca el konulduğunu; yapılan soruşturmada, şüpheli Muhlis Özaki tarafından gerçek maliki N.. A.. olan aracın satışı ile ilgili N.. A.."e ait kimlik bilgilerinin yer aldığı sahte sürücü belgesi ile İsmail Güven adlı kişiye vekalet verildiği ve İsmail Güven adlı şahsın adını kullanarak Suluova Noterliğinde işlemi yaptırdığının anlaşıldığını; şüpheli Muhlis"in emniyet kayıtlarından temin edilen fotoğrafları ile Suluova Noterliğinde gerçekleştirilen işlemlerde kullanılan sahte sürücü belgesi ve vekaletnamede kullanılan fotoğrafların benzerlik taşımadığını; dolayısıyla, davalı noterin, işlemler yapılırken gerekli özen ve dikkati göstermeyerek ağır kusurlu davrandığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 12.000 TL"nin işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde; Noterliğinde düzenlenen vekaletname ile 35 RF 759 plakalı aracın satışı için İ.. G.."in vekil tayin edildiğini, İ.. G.."in hayali bir kişi olmadığını; vekaletnamede tevkil yetkisinin bulunmadığını ve süre sınırlamasının da getirilmediğini, satış yetkisinin, İsmail Güven"in şahsı ile sınırlandırıldığını; dava dilekçesinin içeriğine göre, Murat Acar"ın İsmail Güven adına düzenlenmiş sahte kimlik ile evrakı imzaladığını, üçüncü kişi olan M.. A.."ın suç teşkil eden ağır kusuru ile araya girmesi neticesinde vekaletname ile satış işlemi arasında illiyet bağının kesildiğini; noterliklerinde yapılan vekaletnamenin usulüne uygun olup olmaması, M.. A.."ın attığı imzayı yetkili veya yetkisiz kılmayacağını, neticeye etkisinin bulunmadığını; vekil olunan İ.. G.. tarafından satış sözleşmesi imzalanmış olsa idi vekaletname ile satış sözleşmesi arasındaki illiyet bağının devam edeceğini, o zaman vekaletnamenin usulüne uygun olup olmadığının tartışma konusu olacağını; öte yandan, günlük bir olay olmayan araç satış işleminde davacının da gereken özeni göstermemesi nedeni ile ağır kusurlu olduğunu; dolayısıyla, noterliğinde düzenlenen vekaletname ile satış sözleşmesi arasında illiyet bağı bulunmaması ve üçüncü kişilerin ve davacının ağır kusurlu hareketleri nedeni ile, olayda, bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; "Somut olayda Suluova Noterliğince tanzim edilen 23/02/2010 tarih 01089 yevmiye numaralı vekaletnamenin tanzimi sırasında notere sunulan fotoğraf ile vekaletnameye ekli N.. A.. isimli kişiye ait sürücü belgesindeki fotoğrafların birebir aynı olduğu , sürücü belgesinde ismi geçen N.. A..l"ün kimlik bilgileri ile dosyamız arasına alınan mernis kaydındaki gerçek kimlik bilgilerinin birbiriyle uyumlu olduğu ,her ne kadar davacı vekili şüpheli M.. Ö.."nin (vekaletnameyi sahte olarak tanzim ettiği iddia olunan) emniyet kayıtlarından temin edilen fotoğrafı ile sahte sürücü belgesi ve vekaletnamede kullanılan fotoğraflarının benzerlik taşımadığını iddia etmiş ise de; Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2010/9145 soruşturma sayılı dosyasında mevcut M.. Ö..ye ait fotoğraf ile sürücü belgesi ve vekaletnamede kullanılan fotoğraflardaki şahısların aynı şahıslar olduğunun mahkememizcede gözlemlendiği; bu suretle, davalı noter yönünden, üçüncü kişinin (haksız fiil faili) kusurlu eylemi ile davalı noterin kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde illiyet bağının kesildiği, noterin kusursuz sorumluluktan kurtulduğu anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Gerekçesi ile," davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dosya kapsamından, araç satışının dayanağı vekaletnamede kullanılan kimliğin (sürücü belgesinin) sahte olduğu anlaşılmaktadır.
    Noterlik Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca noterlik bir kamu hizmeti olup, noterler hukuki güvenliği sağlamak anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri yaparlar. Kamu hizmeti yapan noterlerin gerekli tüm dikkat ve özeni göstermeleri gerekir. Yine, 1512 sayılı Noterlik Kanunu"nun 162. maddesine göre; “ Noterler, işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar. “ Bu maddeye göre, noterlerin sorumluluğu “kusursuz sorumluluktur”. Kusursuz sorumlulukta, zarar gören kişinin, kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur. Aksine, kusursuz sorumlu olan davalının (noterin) olayla zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir. Sorumluluk hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasındaki illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının
    kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz olan kişi sorumluluktan kurtulur.
    Ne var ki, davada; davalı noter tarafından düzenlenen vekaletnamede, vekalet veren üçüncü kişinin notere ibraz ettiği kimliğin sahte olması nedeni ile uğranılan zarar bedeli talep edilmektedir.
    Uygulamada; noterler aleyhine, en çok otomobil ve taşınmaz alım satımlarında meydana gelen zararlar bakımından dava açılmaktadır. Bu davalarda; aracın haksız zilyetleri tarafından kullanılan sahte kimlik, vekâletname veya araç trafik tescil belgelerinin sahteliğinin noterlerce ve çalışanları tarafından belirlenip belirlenmediği hususları araştırma konusu olabilmektedir. Tüm bu durumlarda noterin veya çalışanının kimlik veya belge üzerinde yeterli incelemeyi yapıp yapmadığı, dolayısıyla özen yükümlülüğüne uygun davranıp davranmadığı araştırılmaktadır. Noterin ilgililerin hukukî menfaatlerini korumak için araştırma ve aydınlatma görevi vardır. Noterlik Kanunu’nun 72. maddesine göre; noter, iş yaptıracak kimselerin kimlik, adres ve yeteneğini ve gerçek isteklerinin tamamını öğrenmekle yükümlüdür. Bu cümleden hareketle noterin veya çalışanının her zaman belgenin sahte olup olmadığını anlamasını ve tetkik etmesini yani grafolojik bir inceleme yapması beklenemez. Ancak; belgenin veya kimliğin ilk bakışta sahte olup olmadığı veya kimlikte şekli anlamda var olması gereken bir bilginin olmaması yahut olmaması gereken bir ibarenin bulunması noter veya çalışan tarafından dikkat edilmesi gereken hususlardandır. Bu gibi hâllerde noterin veya çalışanının gerekli özeni göstermesi beklenir. Aksine davranış özen yükümlülüğünün ihlâlidir.
    Yargıtay uygulamasına göre; belgenin sahteliği hususundaki en önemli kıstas belgenin veya kimliğin aldatma yeteneğine (iğfal) sahip olup olmamasıdır. Yargıtay bir çok kararında; aldatma (iğfal) yeteneği bulunan belgelerin kullanılmasını üçüncü kişinin ağır kusuru olarak nitelendirmiş ve noterin sorumluluğu bakımından illiyet bağını kestiğini kabul etmiştir. Zarar doğuran işlem veya eylemde aldatma (iğfal) kabiliyetine sahip bir kimlik veya belgesinin kullanılması hâlinde noterin sorumluluğunun doğmayacağının kabul edilmesi gerekir. Ancak detaylı bir incelemeyle ortaya çıkacak sahteliğin fark edilmesi noter veya çalışanından beklenemeyecek bir durumdur. Ayrıca Yargıtay bazı kararlarında; nüfus cüzdanındaki seri ve T.C kimlik numarasının bulunmaması, numaranın on bir haneli olmaması, eksik veya fazla olması, doğum yerinin ilçe veya merkez ilçe olarak yazılmaması, soğuk damganın veya motorlu araç tescil belgesinde mühür bulunmaması, tescil belgesindeki bilgilerin kullanılan kimlik ile veya motor sicil numarası veya şasi numarasının birbirine uymaması gibi hâllerini “somut sorumluluk nedenleri” olarak kabul edilmiş, noterlerin ve çalışanlarının yapmış oldukları işlemlerde, sorumluluk sebeplerini, her somut olayın özelliğine göre ayrı ayrı değerlendirmiştir.
    Somut olayda, şüpheli Muhlis Özaki tarafından, gerçek maliki N.. A.. olan aracın satışı ile ilgili N.. A.."e ait kimlik bilgilerinin yer aldığı sahte sürücü belgesi ile İsmail Güven adlı kişiye vekalet verildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece; “ araç satış işleminde kullanılan fotoğraflar ile sürücü belgesi ve vekaletnamede kullanılan fotoğraflardaki şahısların aynı şahıslar olduğunun, mahkemece, gözlemlendiği; bu suretle davalı noter yönünden, üçüncü kişinin (haksız fiil faili) kusurlu eylemi ile davalı noterin kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde illiyet bağının kesildiğini, noterin kusursuz sorumluluktan kurtulduğu gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiş ise de; vekaletname düzenleme tarihinde (23 Şubat 2010) mernisin (kimlik paylaşım sistemi) kullanıma açılıp açılmadığı, vekaletname düzenlenirken kullanılan sürücü belgesinin iğfal kabiliyetinin olup olmadığına ilişkin bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Buna göre, vekaletname düzenlendiği sırada kullanılan sürücü belgesinin aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmadan, davalı noterin yukarıda açıklanan ilke ve esaslara göre üzerine düşen özen görevini yerine getirip getirmediği belirlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 266. maddesinde; “ mahkeme çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakim mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulması” düzenlemesi yer almaktadır.
    O halde, mahkemece; vekaletname düzenleme tarihinde mernisin (kimlik paylaşım sisteminin) noterlerin kullanımına açılıp açılmadığı tespit edilerek, davalı noter tarafından düzenlenen vekaletnameye eklenen kimlik belgesi ve araç ruhsatı üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak, sözkonusu satıcı adına düzenlenmiş kimlik belgesinin ve araç ruhsatının iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı, davalı noterin sahte belgeyi anlamasının mümkün olup olmadığı yönünde değerlendirmeyi içeren taraf ve Yargıtay denetimine uygun bilirkişi raporu aldırılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu satış işlemindeki üçüncü kişinin eylemi (haksız fiili) sonucu illiyet bağının kesildiğinden bahisle, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi