21. Hukuk Dairesi 2016/1942 E. , 2016/2073 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, 12.07.2002 – 11.12.2012 tarihleri arasındaki isteğe bağlı sigortalılığının tespitine, Kurum kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı; 12.07.2002 – 11.12.2012 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karar Dairemizin K sayılı kararı ile; “ davacının 01.10.2008 tarihinden sonra nerede ikamet ettiğini araştırarak varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği ” belirtilerek bozulmuş, anılan bozma kararına uyan mahkemece son olarak yine davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını 1479 sayılı Yasa"nın 79. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 50. maddesi oluşturmaktadır.
1479 sayılı Yasa"nın 79. maddesinde, 19.04.1979 gün ve 2229 sayılı Yasayla yapılan değişiklik ile; 24 üncü madde kapsamına girmeyenlerin aynı maddenin a, b, c fıkralarında sayılanlar dışındakiler ile ev kadınları ve Türkiye’de ikamet eden Türk asıllı yabancı uyrukluların, Kurum"a yazılı olarak başvurmak suretiyle isteğe bağlı sigortalı olabilecekleri belirtilmiş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle, bu kez; isteğe bağlı sigortalılığın, sigortalının tescil talebinin Kurum"a intikal ettiği tarih itibariyle başlayacağı, terk talebinin Kuruma intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaya başlama ile sona ereceği, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede de; bu Kanunun 24 üncü maddesinin (I) numaralı bendi kapsamına girmeyenlerden, aynı maddenin (II) numaralı bendinin (a) ve (c) alt bentlerinde sayılanlar dışında kalanların, ev kadınları ve Türkiye"de ikamet eden yabancı uyrukluların talepleri halinde isteğe bağlı sigortalı olabilecekleri, isteğe bağlı sigortalılığın, sigortalılık tescil talebinin Kurum"a intikal ettiği tarih itibariyle başlayacağı ve terk talebinin Kurum"a intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce veya sigortalının toplam borcunun üç aylık prim ve ceza tutarından fazla olması halinde sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona ereceği hüküm altına alınmıştır.
5510 sayılı Yasa"nın 50. maddesinin 2. fıkrasında ise; “ İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye"de yasal olarak ikamet edenlerde; a) Bu Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte, ay içerisinde 30 günden az çalışmak veya son bir yıl içinde 360 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak, b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak, c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak, d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kurum"a başvuruda bulunmak, şartları aranır. ” düzenlemesi bulunmakta iken 17.04.2008 tarihinde yürülüğe giren 5754 sayılı Yasa"nın 30. madddesi ile getirilen değişiklik ile; “İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye"de ikamet edenler ile Türkiye"de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk vatandaşlarından; a) Bu Kanuna tâbi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak, b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak, c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak, d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak, şartları aranır. ” hükmü getirilmiştir.
Yukarıda anılan Yasa maddeleri dikkate alındığında; 1479 sayılı Yasa döneminde isteğe bağlı sigortalı olmak için Türkiye"de ikamet etme şartı aranmadığı halde, 5510 sayılı Yasa döneminde Türkiye"de ikamet etme şartı arandığı açıktır.
Dairemizin anılan bozma kararından sonra; mahkemece nüfus müdürlüğünden davacının adres bilgileri istenilmiş, gelen bilgilere göre; davacının 19.09.2007 tarihinde Almanya"yı adres olarak bildirdiği, 09.07.2008 tarihinden sonra da Tekirdağ"ı adres olarak bildirdiği, Tekirdağ"daki bu adreste zabıta araştırması yapıldığı ve davacının 2008 yılından beri oturduğuna dair tutanak tutulduğu anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece yapılan bu araştırmalar davacının 01.10.2008 tarihinden sonra Türkiye"de ikamet edip etmediğini hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak derece ortaya koymamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; davacının 01.10.2008 tarihinden sonrasına ilişkin pasaport ve yurtdışı giriş-çıkış kayıtlarını araştırarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.