16. Hukuk Dairesi 2016/17904 E. , 2018/4431 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi, ... Mahallesi çalışma alanında tescil harici bırakılan 1.887.467,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 21.10.2005 tarihinde idari yoldan 1519 parsel numarasıyla ve ham toprak niteliğiyle Hazine adına tescil edilmiş, 2011 yılında 3402 sayılı Kanun"un 22/a maddesi uyarıca yapılan uygulama kadastrosu sonucunda ... parsel numarasıyla 1.849.591,36 metrekare yüzölçümlü olarak tescil edilmiş ve yargılama sırasında imar nedeniyle çok sayıda parsele ifraz görmüştür. Davacılar ..., ve ..., dava dilekçesi ekinde sundukları harita da gösterilen taşınmaz bölümlerinin imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında ... Büyükşehir Belediyesi ve ... Belediyesi davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacıların davasının kısmen kabulü ile 219 ada 11 parsel sayılı taşınmaz içeresinde kalan ve teknik bilirkişiler ... ve ..."ın 18.11.2009 havale tarihli raporuna ekli krokide (E5) ile gösterilen 2.164,60 metrekare, (E7) ile gösterilen 1.761,63 metrekare, (E8) ile gösterilen 5.392,78 metrekare, (E9) ile gösterilen 15.235,14 metrekare, (F) ile gösterilen 19.060,63 metrekare, (G) ile gösterilen 50.269,005 metrekare, (I) ile gösterilen 9.696,79 metrekare, (J1) ile gösterilen 5.423,12 metrekare, (J2) harfiyle gösterilen 3.518,56 metrekare, (H3) ile gösterilen 5.594,19 metrekare ve teknik bilirkişi ..."ın 23.09.2013 tarihli raporuna ekli krokide (E1-1) ile gösterilen 9.128,65 metrekare, (E3-1) ile gösterilen 4.629,77 metrekare, (H1-1) ile gösterilen 2.014,08 metrekare, (H1-3) ile gösterilen 325,99 metrekare, (H2-1) ile gösterilen 3.648,68 metrekare yüzölçümündeki kısımlara ait tapu kaydının iptali ile eşit paylarda davacılar ..., ... ve ... adına tapuya Tesciline, teknik bilirkişiler ... ve ..."ın 18.11.2009 havale tarihli raporuna ekli krokide (E2), (E4) ve (E6) harfleriyle gösterilen taşınmazlara yönelik davanın esastan reddine, aynı harita ve raporda (J3), (K1), (K2), (E1-2), (E3-2), (E1-2), (H1-2), (H2-3) ve (H2-2) harfleriyle gösterilen taşınmazlara yönelik davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından hükmün tamamına yönelik olarak, davalı ... Belediyesi vekili tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacılar lehine taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmadığı gibi dava dilekçesinde açıkça Hazine adına tescil edilen taşınmaz hakkında açılan tapu iptali ve tescil davacı olduğu belirtilmiş olup, tapu maliki Hazine"nin davalı olarak gösterilmesi gerekli ve yeterli olduğu gibi dosya arasına 1519 parsele ait tapu kaydı ve bu tapu kaydının oluşmasına esas kayıt ve belgelerle haritası getirtilmesine rağmen davanın tescil davası olarak nitelendirilip usul ekonomisine aykırı olarak Büyükşehir Belediyesi ile İlçe Belediyesinin davaya dahil edilmesi yönünde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi tescil davaları için öngörülen ilanların yaptırılmasında dahi isabet bulunmamaktadır. Bundan ayrı olarak; davacılar vekili tarafından verilen dava dilekçesi ekinde, davacılar adına tescili istenen taşınmazlara ait önceden ve haricen yaptırılan ölçüm ile belirlenen sınırları gösterir harita buluduğu ve dava dilekçesinin de bu haritaya atıf yapıldığı görülmektedir.
Dava dilekçesi ekinde sunulan haritaya göre eldeki davanın konusu taşınmazların sınırında dava dışı ... ve ..."e ait başkaca taşınmaz bulunduğu ve bu taşınmazlar hakkında aynı gün temyiz incelemesi yapılan mahkemenin 2012/437 Esas 2016/57 Karar sayılı ilamına konu dava dosyasında adı geçenler tarafından açılan tescil davası sonucunda adlarına tescil kararı verildiği anlaşılmaktadır. Eldeki dosyada yapılan keşif sonucunda fen bilirkişileri tarafından verilen rapor içeriğinden diğer dava dosyasında tescil hükmü kurulan taşınmazlarla farklı zamanlarda keşiflerinin yapılması ve farklı fen bilirkişilerinin görev alması nedeniyle kısmen çakıştıkları ve bu haliyle çifte tapuya yol açıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca; hava fotografları getirtilerek dosya jeodezi bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmış ise de bu raporda incelemeye konu edilen 1988 tarihli hava fotografları ile taşınmazın haritası çakıştırılmak suretiyle gösterilmediği, aynı gün temyiz incelemesi yapılan diğer dosyada verilen raporlarla da çelişkili olduğu bu haliyle denetime elverişli bulunmadığı görülmektedir. Üstelik jeodezi bilirkişi tarafından verilen raporda 1961 tarihli hava fotoğraglarında taşınmazlar üzerinde tarımsal faaliyet bulunmadığı bildirilmesine rağmen hüküm yerinde bu rapora atıf yapılarak 1961 yılı itibariyle imar ihyanın tamamlandığı kabul edilmiştir. Taşınmazın iktisabı yönünden Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 2005 yılına kadar en az 20 yıl malik sıfatı ile zilyetliğin bulunması gerekli olup, incelenen 1988 yılı hava fotoğrafları bu sürenin varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı halde daha önceki yıllara ait hava fotoğrafları olup olmadığı sorulup varsa önceki tarihli hava fotograflarının da incelenmesi gerektiği düşünülmemiştir.
O halde; öncelikle taşınmazın bulunduğu yeri de kapsayan 1988 yılından öncesine ait (1980-1988 yılları arası) hava fotografları olup olmadığı Harita Genel Komutanlığından sorulmalı, varsa hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski ve en son tarihli uydu fotoğrafları, en yakın komşu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları varsa dayanağı kayıtlarla birlikte getirtilmeli, bu eksiklikler giderilip dosya ikmal edildikten sonra refakate alınacak 3 kişilik zirai bilirkişi ile fen bilirkişisi ile aynı gün temyiz incelemesi yapılan Mahkemenin 2007/437 Esas, 2016/57 Karar sayılı dava dosyasında konu edilen taşınmazlarla birlikte keşifleri yapılarak taşınmazların sınırları birbiriyle çakışmaya sebebiyet vermecek şekilde belirlenmeli ve fen bilirkişisinden alınacak raporda da her iki dosyanın taşınmazları bir arada gösterilmeli, zirai bilirkişi kurulundan taşınmazların imar ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise ne zamandan beri ekonomik amaca uygun kullanıldığı, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı ve önceki bilirkişinin raporunu irdeleyen ayrıntılı ve gerekçeli olarak rapor alınmalı, daha sonra dosya 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kuruluna tevdi edilerek (gerektiğinde talimat yoluyla uzman bilirkişilerin bulunabileceği büyük şehirlerin adliye teşkilatı aracılığıyla istenebileceği) hava fotoğrafları ve en eski uydu fotografları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı net olarak ortaya konulmalı, kadastro paftası ile hava ve uydu fotoğraflarıyla çakıştırılmış halde renkli haritalar düzenlenlenmeli, dosyada bulunan önceki rapordaki beyanlar arasında çelişki olması durumunda raporun bu çelişkiyi de açıklayacak şekilde düzenlenmesi istenilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacılar yararına taşınmaz üzerinde, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 2005 yılından geriye doğru TMK"nın 713. maddesinde öngörülen iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, yargılama sırasında taşınmazın imar uygulaması nedeniyle çok sayıda parsele ifraz gördüğü, çekişmeli taşınmazların da içinde bulunduğu alanın Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu gözetildiğinde ... Büyükşehir Belediyesi ve ... Belediyesi"nin davaya dahil edilmesinin onlara taraf sıfatı kazandırmayacağı düşünülmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm delillerin sonucuna göre karar verilmeli, davanın niteliği gereği davanın kısmen yada tamamen kabulü halinde dava tarihi itibariyle taşınmazların belirlenecek değeri üzerinden alınması gerekli harcın davacıdan tahsiline karar verilmesi, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması, davanın tamamen yada kısmen reddi halinde davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirinin gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Hal böyle olunca; mahkemece eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediyesi vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden ..."na iadesine, 29.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.