Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2610
Karar No: 2018/11683
Karar Tarihi: 02.07.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2610 Esas 2018/11683 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/2610 E.  ,  2018/11683 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil bedelin tahsili davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde bedelin tahsili isteklerine ilişkindir.
    Davacı, vekil tayin ettiği davalı ...’nın maliki olduğu çekişme konusu 4182 parselde kayıtlı zemin kat 1 ve 2 nolu bağımsız bölümleri bilgisi ve rızası dışında diğer davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, ...’in de taşınmazları diğer davalı ...’a satış suretiyle devrettiğini, kendisine bir bedel ödenmediğini, , davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmazsa rayiç bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, iyi niyetli olduğunu, davalı ... ise taşınmazları tapu siciline güvenerek satın aldığını, taraflar arasındaki ilişkileri bilmesinin mümkün olmadığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davalı ... ise bir savunma getirmemiştir.
    Mahkemece taşınmazların vekaletnameye istinaden devredildiği, davalılar arasındaki devir işlemlerine yönelik muvazaa yada kötü niyete yönelik iddiaların ispat edilemediği gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davalı vekil ...’nın satış bedelini davacıya ödediğini kanıtlayamadığı gerekçesi ile bu davalı yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL tazminatın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 4182 parsel zemin kat 1 nolu ve zemin kat 2 nolu mesken vasıflı taşınmazların 07.10.2008 tarihli satış yetkisi içeren vekaletnameye istinaden vekili davalı ... tarafından diğer davalı ...’e 14.10.2008 tarihinde satış yolu ile devredildiği, ... tarafından da 29.01.2009 tarihinde davalı ...’a temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği gibi; 6098 s. Türk Borçlar Kanunu"nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir (TBK"nin 504/1). Sözleşmede vekâletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekâlet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekâlet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Toplanan deliller, tanık anlatımları özellikle davacı tanıkları ... , ... özellikle ... "nun beyanlarından davacının, davalı ... ve kayınvalidesi ... ile ticari ilişki içinde oldukları, birlikte iş yapacakları için bu ticari ilişki nedeniyle taşınmazların teminat gösterilmesi için davacının davalı ..."i vekil olarak yetkilendirdiği, davalı ..."in davalı ..."ın, ... firmasından alacağı yemler için teminat istemesi üzerine davalı ..."in davacıya ait iki adet tapu getirdiği davacıyı tanıyan davalı ... tarafından teminat olarak kabul edilen taşınmazın tapularının davalı ..."in yem borcuna karşılık davalı ..."a devredildiği İlhan tarafından temlik nedeniyle bedel ödenmediği gibi davacıya yem verildiği hususununda ispat edilemediği, bu kez taşınmazların davalı ..."ın borcuna karşılık davalı ..."a devredildiği davalı ..."in davacının iradesine aykırı olarak diğer davalı ..."la el ve işbirliği içinde hareket ederek vekaleten davacı taşınmazlarının devri sonucu davacının zararlandırıldığı, davalı ..."ında durumu bilebilecek durumda olduğu saptanmasına rağmen tapu iptal tescil talebinin reddine karar verilerek vekil aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetli değildir.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan gerekçelerle tapu iptal ve tescil isteğinin kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi