3. Hukuk Dairesi 2014/17189 E. , 2015/3880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2014
NUMARASI : 2013/322-2014/290
Taraflar arasındaki tazminat, menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl dava yönünden kabulü, birleşen dava yönünden ise kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle; daha önceden belirlenen, 10/03/2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; davacı-karşı davalı vekili Av. A.. B.. geldi. Karşı taraf davalılar-karşı davacılar vekili Av. B.. K.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davalının, İzmir ili (Narlıbahçe)Güzelbahçe ilçesi Çamlı Mahallesi 2-3 pafta 86 parsel ile 2 pafta 808 parselde kayıtlı taşınmazlar için diğer tapu malikleri ile birlikte dava dışı 3.kişi konumunda olan .. Konut Yapı Kooperatifi ile İzmir 8.Noterliğinden 17/02/1997 tarihinde 3518 Yev.no ile Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı Bağımsız Bölüm ve Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiğini, daha sonra İzmir 17.Noterliğinde 15/02/2002 tarihinde 6259 Yev.nolu işlemle paylaşım yapılmak amacıyla kura çekildiğini, arsa üzerine yapılacak olan bağımsız bölümler arsa sahipleri ile müteahhit arasında paylaşıldığını, bu paylaşıma göre dava konusu 27 nolu bağımsız bölümün davalı N.. B.."a ait olduğunu, davalının aile üyesi olan Şükrü Bayram"a verdiği yetki ile yine müvekkilinin oğlu Mehmet Benli"ye verdiği yetki ile 27 nolu bağımsız bölümün adi yazılı sözleşme ile müvekkiline satımı konusunda 15/06/2009 tarihinde satım sözleşmesi akdedilerek davacının bedelini davalıya ödediğini, sözleşmede belirtilen şekilde davacı satım bedelini ödediğini ancak davalı tarafın bağımsız bölümü eksiksiz ve bitmiş halde müvekkiline teslim etmesi gerekirken teslim etmediğini, zaman içinde yapılan araştırmalarında aynı taşınmazı kendisinden başka kişilere de satmış olduklarının
öğrenildiğini, dolandırıldıklarını, müvekkilinin inşaatların bitirilip teslim edilmeyeceğini anlayınca ödediği bedelin iadesini talep ettiğini ancak davalı tarafça bedel iade edilmeyince dava açmak zorunda kaldıklarını, bu nedenlerle 125.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada dilekçesinde; davacı tarafça senedin tanzim edildiği tarihte yürürlükte olan BK, TTK hükümlerini bir yana iterek yeni yasalara göre A.. B.."ın senetteki imzasının kefil sıfatıyla olduğu ve adi kefalet olduğu bu nedenle de geçersiz olduğu beyanını reddinin gerektiği, olayda olduğu gibi bonoda kefil yazılmış olmasının veya kefil sıfatıyla imza atılmış olmasının taraflar arasındaki ilişkiye BK 483.maddesi hükümlerinin uygulanacağı sonucunu doğurmayacağı, çünkü bononun ön yüzündeki tanzim edenin imzasının dışındaki imzaların aval niteliğinde olduğu, bonoyu tanzim eden ile avalistin her ikisinin de hamile karşı müteselsilen sorumlu olduğunu, Yargıtay"ın ilke kararlarına göre senet üzerinde malen kaydının aksini iddia eden borçlunun bunu yazılı ve kesin delillerle ispat etmesi gerektiğini, ancak davacı tarafın bu hususta yazılı bir delile dayanmamakla sadece taraflar arasında yapılan sözleşmede bahsedildiğinden dolayı senedin teminat senedi olduğuna ilişkin yorum yaptığı, davacının bu iddiası için İcra Hukuk Mahkemesinde dava açarak kambiyo senedinin iptalini sağlayabilecek olduğunu, senedin vadesinde ödenmemesi halinde vade tarihinden itibaren ticari faiz talep edilmesini engelleyen hiç bir yasal engel olmadığı ve bir an için senedin asla kabul etmedikleri sözleşmede bahsi geçen senet olduğu düşünülse bile müvekkilinin senet bedelini talep etmesinin yasal hakkı olduğundan davacının haksız olan davasının reddi ile davacılar aleyhine İİK.hükümlerine göre tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; asıl davanın kabulü ile 179.000 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsiline; birleşen davanın da kısmen kabulü ile yukarıda hüküm altına alınan miktar ile ilgili tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava konusu İzmir 9. İcra Müdürlüğü"nün 2013/9930 Esas sayılı dosyasına istinaden davacıların davalı Ş.. B.."ye olan asıl borçlarının 125.000,00 TL olduğunu ve işlemiş faiz borçlarının bulunmadığına karar verilmiştir.
Hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak HUMK."nun 388.(HMK nın 297.) maddesi gereğince; dava sonunda oluşturulan hüküm ile taraflara yüklenen hak ve mükellefiyetlerde tereddüt yaratmayacak açıklıkta ve infazı kabil olmalıdır.
Mahkeme hükmünde asıl davaya konu alacak miktarı ile birleşen dava dosyasındaki karar verilen alacak kalemlerinin aynı hukuki işleme dayalı olarak karar verildiği halde, asıl davada açılan dava sonrasındaki menfi tespit davasına konu icra takibi ile bağlantı kurulmadığı gibi birleşen dava dosyasındaki hükümde ise hüküm altına alınan miktar belirtilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu durumda, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve hakimin takdir yetkisi kapsamında kalmadığından hükmün HUMK 438/7 C-2.md ve 6100 sayılı HMK"nun 370/2 ve ek 3/1 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Bu nedenle hükme. "A)Asıl dava yönünden; davanın kabulü ile 179.000 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı Nermin"den alınarak davacıya verilmesine" çıkartılarak yerine "A) Asıl dava yönünden; davanın kabulü ile İzmir 9. İcra Müdürlüğü"nün 2013/9930 E.takip sayılı dosyasındaki takip ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı Nermin"den alınarak davacıya verilmesine," şeklinde hüküm kurulmasına;
B) Birleşen dava yönünden; ilgili hükmün 1.fıkrasında "yukarıda hüküm altına alınan miktar ile ilgili bölüm" çıkartılarak, yerine "yukarıda asıl davada hüküm altına alınan 179.000 TL miktar ile ilgili tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava konusu İzmir 9. İcra Müdürlüğü"nün 2013/9930 Esas sayılı dosyasına istinaden davacıların davalı Ş.. B.."ye olan asıl borçlarının 125.000 TL olduğunu ve işlemiş faiz borçlarının bulunmadığına" şeklinde hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 9.170.60 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı-karşı davacıya yükletilmesine, 10.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.