Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/630
Karar No: 2015/3912
Karar Tarihi: 11.03.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/630 Esas 2015/3912 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/630 E.  ,  2015/3912 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/10/2014
    NUMARASI : 2011/144-2014/228


    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin maliki bulunduğu taşınmazlar üzerinde başka şirketler lehine ipotek vermek üzere tapuya başvurduğunda, parsel kayıtları üzerinde .. Vakfı" kaydının bulunması nedeniyle vakıf taviz bedeli ödenmeksizin ipotek işleminin yapılamayacağının bildirildiği, bu nedenle 442.325,08TL taviz bedeli yatırmak zorunda kaldıklarını, birleşen davada ise; 18.08.2008 tarihinde satın aldığı taşınmaz nedeniyle 35.805 TL taviz bedeli yatırmak zorunda kaldıklarını, ancak .. vakfının gayri sahih vakıf olması nedeniyle taviz bedeline tabi olamayacağını iddia ederek ödenen taviz bedellerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu ..Vakfının sahih vakıflardan olduğunu, .. Mahallesinin eski bir yerleşim yeri olduğunu bu nedenlerle taviz bedelinin yasalara uygun olarak alındığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairemizin 22.03.2011 tarih 2011/373 E.- 4640 K sayılı ilamı ile özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli bulunmadığı, mahkemece, taşınmaza ait kök tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülü ile getirtilmesi, vakfiye örneği ve dayanılan diğer belgelerin merciinden istenmesi ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün bildirdiği kayda işlenmiş vakfın türünün nazara alınması, bu konuda uzmanlığı bulunan üniversite öğretim üyeleri arasından yeni bir bilirkişi kurulu seçilerek, vakıf senedi, tapu kaydı ve tüm belgeler incelenip, varsa tarafların bu konudaki delil ve karşı delilleri de istenip toplandıktan sonra tümü birlikte değerlendirilerek, keşifte yapılmak suretiyle anılan vakfın sahih vakıflardan olup olmadığı saptanması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davalar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
    Somut olayda, Bozmadan sonra görüşüne başvurulan ilk bilirkişi heyeti tarafından dava konusu taşınmazların yer aldığı ana taşınmazın, kadim köy, kasaba, şehir merkezindeki yerleşik meskun alan dahilinde mülk topraklarından ve dolayısı ile sahih vakıflardan olduğu, bu nedenle ödenmiş bulunan taviz bedelinin yasalara uygun bulunduğu ifade edilmiştir. İkinci bilirkişi heyeti raporunda ise; taşınmazın aslının miri araziden olduğu kanaatine varıldığı, mukataa ibaresinin de bedeli öşür mukaatası anlamında kullanıldığı ki bu ihtimalde gayr-ı sahih vakıf türü bulunduğundan söz konusu kaydın terkininin taviz bedeli ödemesine tabi olmayacağı ifade edilmiştir. Mahkeme ise ikinci heyet raporunu esas alarak hüküm kurmuştur. Bu haliyle bilirkişi raporları arasında açık çelişki bulunmaktadır.
    Kural olarak, bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez. (HMK 266.md vd.)
    Somut olayda, mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    O halde mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bilirkişi kuruluna tüm belgeleri ve önceki raporları incelettirip, çelişkileri de giderecek nitelikte rapor alıp, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis etmek olmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi