Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5142
Karar No: 2021/2911
Karar Tarihi: 18.03.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/5142 Esas 2021/2911 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/5142 E.  ,  2021/2911 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; 01.02.2011-02.01.2013 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hayvanlara yem verme ve ahır temizliği işini yaptığını, aylık ücretinin 1.000,00 TL olduğunu, her sabah 07:30’da işe başlayıp 19:00-20:00’a kadar, yaz sezonunda 21:00’a kadar çalıştığını, dini bayramlarda ise 1 gün izin alabildiğini, davalı tarafından iş akdinin herhangi bir neden gösterilmeden haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, UBGT, yıllık izin ücreti, AGİ alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı; davacının istifa ettiğini, bu durumun işe gelmeme tutanakları ve tanık beyanlarıyla ispat edileceğini, herhangi bir alacağının olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne; kıdem tazminatı, ulusal bayram, genel tatil alacağı ve asgari geçim indirimine ilişkin taleplerin reddine, 939,96 TL ihbar tazminatının, 469,98 TL yıllık izin ücretinin, 3.548,88 TL fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 22/01/2018 tarihli, 2015/31461 esas, 2018/442 karar sayılı ilamıyla; "1)...Davalı tarafından ısrarla davacının işe sebepsiz yere gelmemesi nedeniyle yapılan feshin haklı olduğu belirtilmiş ve bu hususta delil olarak tutulan tutanaklar dosyaya sunulmuş olmasına rağmen gerek bilirkişi gerekse mahkemece bu hususlar tartışılmadan feshin haksız olduğu kabul edilerek sonuca ulaşılması ve hesaplama yapılması hatalı olmuştur. Bu hususta taraf delilleri toplanarak gerektiğinde bilirkişi raporu da alınarak feshin haklı olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir... 2)...davacıya yöneltilen yeminin kabul edilerek icra edildiği, davacının da yeminli beyanında ‘’2012 yılında 12 gün yıllık izin kullandığını, bunun haricinde izin kullanmadığı gibi ücretinin de verilmediği’’ şeklinde bir kısım iznini kullandığını belirtmiş olmasına rağmen bu konuda
    davacının yeminli beyanı dikkate alınmayarak eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir."" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, yasada gösterilen süreler içerisinde iş veren tarafından davacıya önel verilmediği ve haklı olmayan sebeplere istinaden iş akdi feshedildiğinden davacının ihbar tazminatına hak kazandığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, kıdem tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil alacağı, AGİ taleplerinin reddine, 939,96 TL ihbar tazminatının, 67,14 TL yıllık izin ücretinin, 3.945,12 TL fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
    6098 Sayılı TBK’nun Fesih bildirim süresi başlıklı 432. maddesinde “Belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinin feshinden önce, durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. Hizmet sözleşmesi; bildirimin diğer tarafa ulaşmasından başlayarak, hizmet süresi bir yıla kadar sürmüş olan işçi için iki hafta sonra; bir yıldan beş yıla kadar sürmüş işçi için dört hafta ve beş yıldan fazla sürmüş işçi için altı hafta sonra sona erer. Bu süreler kısaltılamaz; ancak sözleşmeyle artırılabilir. İşveren, fesih bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle hizmet sözleşmesini feshedebilir. Fesih bildirim sürelerinin, her iki taraf için de aynı olması zorunludur; sözleşmede farklı süreler öngörülmüşse, her iki tarafa da en uzun olan fesih bildirim süresi uygulanır. Hizmet sözleşmesinin askıya alındığı hâllerde fesih bildirim süreleri işlemez.” hükmü yer almaktadır.
    Davacının TBK’nun 432. maddesine göre ihbar tazminatı alacağının bulunup bulunmadığının belirlenebilmesi için taraflar arasındaki hizmet akdinin kim tarafından sona erdirildiğinin mahkemece tespiti gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta; davacı iş akdinin herhangi bir neden gösterilmeden haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı ise davacının istifa ettiğini savunmuştur. Davacı taraf iddialarını ispatlar nitelikte delil sunamadığı gibi, davalı; davacının haklı bir neden olmadan işe gelmediğine dair tuttuğu 28.12.2012, 29.12.2012, 31.12.2012 ve 02.01.2013 tarihli tutanakları ibraz etmek suretiyle ve dinlettiği tutanak tanıkları ile davacının haklı bir neden olmadan hizmet akdini sona erdirdiğini ispatlamıştır. Hal böyle olunca davacının ihbar tazminatına hak kazanmadığı sabitken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde bu talebin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    3-Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
    Somut uyuşmazlıkta; yerel mahkemenin 12/05/2015 tarihli ilamı ile 300,00 TL fazla çalışma ücretinin dava tarihinden, 3.248,88 TL fazla çalışma ücretinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair verilen kararın, sadece davalı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin, 22/01/2018 tarihli, 2015/31461 esas, 2018/442 karar sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma ilamına uyularak mahkemece 300,00 TL fazla çalışma ücretinin dava tarihinden, 3.645,12 TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair hüküm kurulduğu, bu karar ile de davalı aleyhine hüküm verme yasağının ihlal edildiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; fazla çalışma ücreti alacağına dair verilen kararın, davalı tarafından temyiz edildiği ve ilk kararda hükmedilen miktarın temyiz eden taraf yararına kazanılmış hak oluşturduğu göz önünde bulundurularak, davacının fazla çalışma ücreti alacağına ilişkin talebinin 3.548,88 TL (300,00 TL fazla çalışma ücretinin dava tarihinden, 3.248,88 TL fazla çalışma ücretinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) üzerinden kabul edilmesi gerekirken; aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3 bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi