11. Hukuk Dairesi 2016/12305 E. , 2018/3873 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/02/2016 tarih ve 2014/418-2016/61 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil şirketin 1974 yılından beri kullandığı tanınmış marka ve ticaret unvanının marka olarak tescili amacıyla 2011/113705 sayılı marka tescil başvurusunda bulunduklarını ancak markalarının davalının "... İnşaat Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti." şekil ibareli 2008/41781 sayı ile tescilli markası nedeniyle 19. ve 37. sınıflarda kısmen reddedildiğini, markalarının reddi nedeniyle davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli iş bu davayı açtıklarını, ... ibaresine tanınmışlık ve güvenilirlik kazandırdığı, davalının markasının müvekkil kuruluş ile müsemma, bilinirliği yüksek ... ibaresinden haksız yarar sağladığı, bu ibare sayesinde itibar ve reklam gücü elde ettiği ve bu manada kötü niyetli tescil ettirildiği, 556 sayılı KHK"de zikredilen hükümsüzlük hallerinin somut olayda gerçekleştiğinin ve davalının TTK m.57"ye aykırı davrandığının açık olduğunu, markası hükümsüz kılınsa dahi davalının ticaret unvanı kullanması durumunda davacının ticaret unvanı ve markasından yararlanmaya devam edeceğini ileri sürerek davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile davalının ticaret unvanının ticaret sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile, davalı adına 2008/41781 no ile tescilli ... İnşaat Taahhüt Ticaret Sanayi Ltd. Şti. markasının hükümsüzlüğünün tespiti ile sicilden terkinine, davalının ticaret unvanı ile ilgili talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava, marka hükümsüzlüğü ile ticaret unvanının terkini istemine ilişkindir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu uyarınca,
uyuşmazlık konusu “...” ibaresi üzerindeki üstün ve öncelik hakkının 556 sy. KHK 8/3 ve 8/5 maddeleri uyarınca davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle, marka hükümsüzlüğüne ticaret unvanı ile ilgili talebin reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı ....’nin ticaret sicilinde tescil ve ilan edilen ana iştigal sahaları “Şirket, petrol boru hatları inşa ettirmek, inşa edilmiş boru hatlarını satın almak veya kiralamak suretiyle petrol nakliyatı yapmak amacı ile kurulmuştur” olarak açıklanmıştır.
Hükümsüzlüğü istenen davalı adına tescilli 2008/ 41781 sayılı marka, kapsamında 19.sınıf mallar ve 37. sınıf hizmetler bulundurmaktadır. Bilirkişi heyetince söz konusu mal ve hizmetler ile davacının iştigal alanının aynı ve benzer tür olduğu açıklanmış ise de benzerlik değerlendirmesi yapılırken Dairemiz yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere; piyasanın anlayışı, benzer alıcı kitlesine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, birbirleri yerine ikame edilebilme ve rekabet etme olanaklarının olup olmadığı, dağıtım kanalları kullanım yöntemleri ve amaçları ile hedeflenen halk kesimi gibi her somut olayın özelliklerine uygun düşen ölçütlerin de dikkate alınması gereklidir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda bu yönde bir değerlendirme bulunmadığı gibi, davacının tescilli unvanında belirtilen asıl iştigal alanı ile dava konusu markadaki mal ve hizmetlerin de aynı ya da benzer tür kabul edilip edilemeyeceği hususunun da tespiti gerekir. Bu bakımdan, yukarıda yazılı hususlarda içinde marka vekili, inşaat hizmetleri ve petrol taşımacılığı konularında uzman bilirkişilerin bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.