17. Ceza Dairesi 2016/3928 E. , 2018/3544 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Katılanlar ..., ..., ... ile müştekiler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."e yönelik olarak alınan bilirkişi raporlarına göre suça konu doğalgaz topraklama bakır çubuklarının bulunduğu yerin etrafı duvarla çevrili ikamet önlerinde olduğu belirtildiğinden konut dokunulmazlığının ihlali suçundan zamanaşımı içerisinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
1-Katılan ... A.Ş. vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Soruşturma aşamasında ... A.Ş. şirketinde teknik sorumlu olarak çalışan görevlinin bilgisi alındığında, çalınan topraklama bakır çubukların bulunduğu doğalgaz kutusunun mülkiyetinin dağıtım şirketine ait olup, korunmasının abone sorumluluğunda olduğunu, suça konu topraklama çubuklarının abonelere ait olduğunu belirttiği, müşteki ... A.Ş. vekilinin, Karaman 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından birleştirme kararı verilerek kapatılan 2013/204 Esas ve 2013/930 Karar sayılı dosyasındaki beyanında, ... Şirket vekili doğalgaz tesisatının topraklama vazifesini yerine getiren ve müvekkil şirkete ait doğalgaz kutularının içerisinde bulunan ve ancak mülkiyeti abonelere ait olan bakır çubukların çalındığını, olayda gaz verme ve satış hizmeti gerçekleştirilemediğinden şirketin zararının meydana geldiğinini belirttiği, müşteki vekilinin dolaylı zararından bahsettiği, bakır kablolarının mülkiyetinin ve zilyetliğinin abonelere ait olduğu dolayısıyla doğrudan zararı bulunmadığından katılan olarak duruşmalara kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından ve katılan sıfatı bulunmadığından temyiz talebinin REDDİNE,
2-Hırsızlık suçu yönünden kurulan hükümlerin yapılan incelemesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar hakkında ayrı ayrı hırsızlık suçundan, her bir olayla ilgili hüküm kurulması gerekirken, yanlışlıkla 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi gereğince uygulama yapılması,
2-5237 sayılı TCK"nın 142/1-b ve 142/1-e maddeleri gereğince uygulama yapılırken, müştekilere yönelik her bir eylemi ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiği halde, TCK 142/1-b-e denilerek hükmün karıştırılması suretiyle hüküm kurulması,
3-Anayasa Mahkemesi"nin hükümlerden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Sanıkların neden oldukları yargılama giderinin sanıklardan ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinin de sanıkların payına düşen miktarda eşit olarak tahsiline karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Sanıklar hakkında müşteki ..."e yönelik hırsızlık suçundan 5271 sayılı CMK’nın 170/3-4 ve 225/1. maddelerinde öngörülen yönteme ve biçime uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı halde, bu suç için iddianame düzenlettirilmeden, gerekçeli karar başlığı altında müşteki sıfatıyla ..."in belirtilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..., sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının gözetilmesine, 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.