21. Hukuk Dairesi 2016/410 E. , 2016/2292 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/11/2007-18/10/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01/11/2007-18/10/2008 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, sadece kolluk vasıtasıyla tespit edilen komşu işyeri tanıklarının beyanlarının alındığı, bunlardan iki tanesinin dava konusu dönemde faaliyetinin bulunmadığı, diğerinin de davacıyı ismen hatırlayamadığını, komşu işyerinde çalışan kişileri tanımadığını, sadece kendi çalışanları ile konuştukları için bildiğini beyan ettiği, ayrıca dosya kapsamından Kurum tarafından bildirilen başka komşu işyerlerinin ve başka tanıkların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu tanıkların beyanları alınmadan ve komşu işyeri tanıklarının davacıyı şahsen tanımayıp simaen tanımaları durumu bulunup bulunmadığını değerlendirmeden, davacı vekilinin bu konudaki beyanlarını da göz ardı ederek tanıklar ile davacının yüzleştirilmelerini sağlamadan ve davacı vekilinin getirtilmesini istediği belgeleri getirtmeden eksik araştırma ile karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, Kurum tarafından tespit edilen komşu işyerilerinin sahipleri ile dava konusu dönemde kayıtlı çalışanlarının tanık sıfatıyla beyanlarını almak, bu tanıklar ile daha önce beyanı alınan tanık ..."ın davacı ile yüzleştirilmelerini sağlamak, tanıkların davacıyı tanıyıp tanımadıklarını belirlemek, davacı vekilinin getirtilmesini istediği ... firmasına ait faturalar ile ...ve Gıda Sanayiye ait giriş çıkış kayıtlarını ve davalı şirkete sabit telefon hattı bağlandığında hat tesis bağlantı işleminin yapıldığına dair belgeyi getirtmek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.