3. Hukuk Dairesi 2014/11978 E. , 2015/4121 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2014
NUMARASI : 2013/288-2014/112
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının diş hekimi olduğunu, davalının diş tedavisini yaptığını, toplam tedavi bedelinin 9.000 TL olduğunu, davalının bu bedelin 7.000 TL"sini ödediğini, kalan 2.000 TL borcu ödemediğini, alacağın tahsili için girişilen takibe davalıınn itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı beyanında, davacıya protez diş yaptırdığını, 7000TL olan borcunu ödediğini, yaptırdığı protez dişleri kullanamadığını, açılan davayı kabul etmediğini beliriterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki akdi ilişki, TBK"nın 470 (BK. m. 355) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Somut olayda davalı iş-eser sahibi; davacı ise yüklenicidir.
Eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla ödevlidir.
Eser sözleşmelerini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli hususlardan birisi sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Zira; eser sözleşmesinde bir eserin, sonucun yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir. Bu borcun altına giren taraf yani yüklenici, işin mahiyeti gereği işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınmasıdır.
Eserin, sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine, ya da iş sahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da bir kaçının bulunmaması halinde ayıplı yapıldığının kabulü gerekir.
Eser sözleşmesinde, yüklenici belli bir sonucu (eser) taahhüt ettiğinden sonuç gerçekleşirse, yüklenici borcunu ifa etmiş sayılır ve ücrete hak kazanır.
Buna göre yüklenici diş hekimi hastası olan davalının zarar görmemesi için mesleki tüm şartları yerine getirmişse; somut durumun gerektirdiği tedbirleri noksansız biçimde almışsa, uygun tedaviyi belirleyip uygulamışsa, uygulanan tedavide nadir de olsa görülebilecek olumsuz sonuçlara dair davalıyı aydınlatıp uyarmış ve davalının bu hususta rızasını almışsa, eserini iş sahibi davalının ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayarak teslim etmişse ücrete hak kazanır.
6098 sayılı TBK 481. maddesinde;
Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir. düzenlemesi bulunmaktadır.
HMK.nun 266 ve devamı maddeleri gereğince, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir. Ancak, bilirkişi seçimi yapılırken düşüncesine başvurulacak kişi veya kişilerin özel ve teknik bilgilerinin yeterli olup olmadığı üzerinde durulması gerekir.
Aynı ilkeler, HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde de düzenlenmiştir.
Somut olayda tarafların bedel konusunda yazılı sözleşme yapmadıkları ,davacının, davalının diş tedavisi için toplam 9.000.00.- TL üzerinden anlaştıklarını ve 2.000.00.- TL bedelin ödenmediğini iddia ettiği,davalının ise diş tedavisi borcu olan 7.000.00.- TL nin tamamını ödediğini savunduğu,başka anlatımla taraflar arasında eserin bedeli konusunda uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır .Davacı yan bilirkişi deliline dayandığı halde mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetli bulunmamıştır.
Mahkemece, uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan tedavi süreci, öncesi ve sonrasına dair tüm belgelerin incelettirilmesi, davacı diş hekiminin davalı iş sahibinin uygulanan işlemden zarar görmemesi için mesleki tüm şartları yerine getirip getirmediği; somut durumun gerektirdiği tedbirleri noksansız biçimde alıp almadığı, uygun tedaviyi belirleyip belirlemediği, davalının beklediği amaca uygun olarak işi teslim edip etmediği, davalıya taahhüt edilen sonucun gerçekleşip gerçekleşmediği,davacının gerçekleştirdiği tüm tedavinin toplam bedelinin belirlenmesi noktalarında uygulamayı ve somut olayı tam olarak yansıtan, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak; varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile bilirkişi raporu alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.