3. Hukuk Dairesi 2014/9452 E. , 2015/4130 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2012/284-2014/65
Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Her ne kadar, davalı vekili incelemenin duruşmalı yapılmasını istemiş ise de, temyize konu edilen kararda dava değeri duruşma sınırının altında olduğundan, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle, temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı şirketin aylık 55 TL ücret karşılığında her yöne özgürlük (her yöne sınırsız) kampanyası nedeniyle operatör değiştirerek telefon abonesi olduğunu, sonradan tarifenin esas bedelinin vergiler ile birlikte 67 TL ve sınırsız olarak taahhüt edilen tarifenin ise 10.000 dk ile sınırlı olduğunun müvekkiline bildirildiğini, ayrıca davalı şirketin müvekkiline haber vermeden tarifesini “her yöne 1.000 dakika” tarifesi ile değiştirdiği gibi 26.08.2009 tarihinde hattını dış aramalara kapattığını, avukatlık mesleğini icra eden müvekkilinin iş çevresi ile olan iletişiminin tamamen keyfi bir uygulama ile sınırlandığını, ayrıca il dışında bulunan dava dosyalarının takibi ve müvekkillerine bilgi verme noktasında sıkıntıların doğduğunu, bunun sonucu olarak iş potansiyelinin düşmesine sebebiyet verildiğini ileri sürerek; kullanmakta olduğu hattın bütün vergiler dahil fiyatının 55 TL ve herhangi bir süre ile kısıtlanmadan sınırsız olarak uygulanmasının sağlanmasını, bu talep kabul görmez ise hattın 55 TL ve 10.000 dakika ile kullanılabilmesini sağlanması, ayrıca fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere; fazla ödenen 36 TL ile uğranılan zarar nedeniyle şimdilik 100 TL maddi ve 3.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının telefonu mesleki işlerinde kullandığını, bu nedenle davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerektiğini, ayrıca davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını savunarak, reddini istemiştir.
Mahkemece; davalı şirketin 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre ayıplı hizmet ifa ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacıya ait hattın bütün vergiler dahil 55 TL ücret karşılığında sınırsız olarak kullanılmasının sağlanmasına, fazladan ödenen 36 TL ile 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde, yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde; “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde ise “Mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti, Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri, Tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
4077 sayılı Kanunun 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.
Somut olayda; uyuşmazlığın davacı ile davalı arasında yapılan cep telefonu abonelik sözleşmesinden kaynaklandığı, aboneliğin tesisi sırasında davacıya ait nüfus cüzdanı ile birlikte avukat kimlik belgesinin de ibraz edildiği, ayrıca davacının dava dilekçesinde cep telefonunu mesleki amaçlarla edinip kullandığını belirterek, bu nedenle tazminat isteminde bulunduğu gözetildiğinde, davacının kanunda tanımı verilen tüketici tanımına uymadığı, dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı kanun kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davalı tarafın bu yöne ilişen temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı tarafın tüm ve davalı tarafın sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.