Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15471
Karar No: 2018/12098
Karar Tarihi: 10.09.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/15471 Esas 2018/12098 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/15471 E.  ,  2018/12098 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen tapu ipt...... ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş, süresinden sonra duruşma istenmiş olmakla duruşma isteğinin süresinden sonra olduğundan reddine karar verilerek dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu ipt...... ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ...’ın 175, 176, 177, 178, 179, 323, 761, 846, 973 ...... sayılı taşınmazlarını, davalıya satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının ipt...... ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, davacılardan ...’ın mirastan ...... sözleşmesi ile miras haklarından bedeli karşılığı vazgeçtiğini, ......’nin miras paylarını dava dışı kardeşleri .........’a, ......’nın ise miras paylarını dava dışı kardeşleri ......’a devrettiklerini, bu nedenlerle davacıların miras haklarının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacıların miras haklarından ...... etmeleri nedeniyle mirasçılık sıfatlarının kalmadığı gerekçesiyle, sıfat yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın m......ki olduğu dava konusu 175, 176, 177, 178, 179, 323, 761, 846, 973 ...... sayılı taşınmazları 20.11.2012 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devrettiği, 1923 doğumlu mirasbırakanın 03.12.2012 tarihinde ölümü ile geriye davacı kızları ......, ...... ve ...... ile dava dışı kızı ...... ile dava dışı oğulları......, ...... ve ......"in kaldığı, davalı ...’nin mirasbırakanın oğlu......’in eşinin kardeşi olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.


    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının ipt......ni isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda HMK"nun 190. maddesi ve TMK"nun 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
    Somut olayda, davacılardan ...... ile yapılan ... 3.Noterliği’nin 07.02.1989 tarih ... yevmiye nolu vasiyet yolu ile miras hissesinin devrine ait sözleşme ile dava dışı kardeşi ...... ...... lehine, davacılardan ... ile yapılan ... 3. Noterliği’nin 07.02.1989 tarih ...... yevmiye nolu vasiyet yolu ile miras hissesinin devrine ait sözleşme ile dava dışı kardeşi ......... lehine, davacılardan ...... ile yapılan ... 3.Noterliği’nin 07.06.1994 tarih ... yevmiye nolu mirastan ...... sözleşmesi ile dava konusu taşınmazlardaki miras haklarından dava dışı kardeşleri ......, ...... ve ...... lehine ...... edildiği anlaşılmaktadır. Oysa mirasbırakan tarafından, davacıların miras haklarından lehine ...... ettikleri dava dışı kardeşlerine yapılan bir temlik söz konusu değildir. Mirasbırakan tarafından lehine mirastan ...... edilmeyen ...’a temlik yapılmıştır. Mahkemece, mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak taşınmazların ...’a temlik edildiği iddiası bakımından hükme elverişli araştırma, inceleme ve bir değerlendirme yapılmaksızın sonuca gidildiği görülmektedir.
    Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular uyarınca araştırma ve inceleme yapılması, taraf delilleri toplanarak hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan soruşturma ile yetinilerek davanın davacıların miras haklarından ...... etmeleri nedeniyle mirasçılık sıfatlarının kalmadığı gerekçesiyle, sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi