3. Hukuk Dairesi 2014/22288 E. , 2015/4150 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2014
NUMARASI : 2014/128-2014/1661
Taraflar arasındaki muarazanın meni davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, meskeni için su abonesi olmak amacıyla davalı idareye müracaat ettiğini, ancak davalı idarece su aboneliğinin tesis edilmesi için 4.000 TL nin üzerinde kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli talep edildiğini ileri sürerek; kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli ödenmeksizin abonelik tesisine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, taraflarca temyiz edilmiş ve Dairemizin 07.11.2013 günlü ve 2013/12558 E. 15537 K. sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; dosyanın 01.02.2011 tarihinde taraflarca takip edilmediğinden işlemden kaldırıldığı, 08.02.2011 tarihinde davacı vekili tarafından davanın yenilendiği ve duruşma günü verildiği, davanın 04.06.2014 tarihinde ikinci kez takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle , HMK. nun 320/4 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mülga 1086 sayılı HMK’nun 409. maddesi; “ Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.
Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağırı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.
Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.
İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır.” hükmünü düzenlemiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK. nun 320. maddesinin 4. bendi; "Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır." hükmünü içermektedir.
Usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken bir husus da, yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili “usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı”dır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla (veya hükümle) sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usul işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasındaki her usul işlemi, ayrı ayrı ele alınıp değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Bir davayı bütün olarak değerlendirip, bu konuda yeni kanunun etkili olup olmayacağı söylenemez. Yargılama sırasında yapılan bir usul işlemi ve kesiti tamamlanmış ise, artık yeni kanun o usul işlemi hakkında etkili olmayacak, dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
Eğer bir usul işlemi, yargılama sırasında yapılmaya başlanıp, tamamlandıktan sonra, yeni bir usul kuralı yürürlüğe girerse, söz konusu işlem geçerliliğini korur. Başka bir deyişle, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden (veya kanunundan) etkilenmez.
HMK. nun “Zaman bakımından uygulanma” başlığını taşıyan 448.maddesinde; “ Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bu madde hükmüne göre, usul hükümleri kanunda aksine bir düzenleme getirilmediği takdirde tamamlanmış usul işlemlerine bir etkisi olmayacak, önceki kanuna göre yapılmış ve tamamlanmış olan işlemler geçerliğini koruyacaktır. Buna karşın, tamamlanmamış usul işlemleri yeni kanun hükümlerine göre yapılacaktır. Bir işlem tamamlanmış ise, artık bu işlem bozulamaz; aksini düşünmek gereksiz yere bu işlemin bozularak tekrarlanması gibi zaman ve emek kaybına neden olacaktır (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet:Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11.Bası, Ankara 2011, s. 63).
Somut uyuşmazlıkta dava, basit yargılama usulüne tabi olup, HUMK zamanında açılmış ve aynı yasa zamanında bir kez işlemden kaldırılmıştır. HMK. nun yürürlüğe girmesinden sonra da dosyanın işlemden kaldırılması üzerine mahkemece, HMK. nun 320/4. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Uyuşmazlık, önceki yasa zamanında işlemden kaldırılıp yenilenen dosyanın, yeni yasa zamanında tekrar işlemden kaldırılması halinde HMK. nun uygulanıp uygulanmayacağı, sonucuna göre de davanın açılmamış sayılmasına karar verilip verilemeyeceği noktasında bulunmaktadır.
Mülga HUMK zamanında açılan dava, hiç işlemden kaldırılmamış, dolayısıyla bir işlem yapılmamış ve HMK zamanında işlemden kaldırılmışsa bu takdirde tamamlanmış bir işlem bulunmadığından ve usul hükümlerinin hemen uygulanması gerektiğinden hareketle HMK hükümlerinin uygulanması gerektiğinde duraksamamak gerekir.
Buna karşılık somut olayda olduğu gibi, mülga HUMK. nun yürürlükte olduğu dönemde davanın bir kez işlemden kaldırılıp yenilenmesinden sonra, HMK zamanında da işlemden kaldırılması halinde, önceki yasa zamanında yapılmış işlem gözetilerek, HMK uygulanarak bir sonuca ulaşılması usule uygun olmayacağı gibi, varılacak sonuç hukuki güvenlik hakkına da aykırı olacaktır(Aynı ilke HGK. nun 29.05.2013 günlü ve 2012/21-1698 E. 2013/779 K. ve 12.03.2014 günlü ve 2013/6-497 E. 2014/268 K. sayılıkararlarında da benimsenmiştir.).
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.