23. Hukuk Dairesi 2015/4218 E. , 2016/3865 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.....
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 19.02.2015 gün ve.... Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl davada davalı ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşaat ruhsatı alınmasından itibaren 12 ay içinde inşaatın tamamlanması gerekirken 1,5 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen inşaatın halen temel aşamasında kaldığını, inşaat ruhsatının dahi alınmadığını, yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, yapılan imalatın imara aykırı ve kaçak olduğunu ve yıkılması gerektiğini ileri sürerek, sözleşmenin geriye etkili feshinin tespiti ile taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunamaması ile üzerinde bulunan yapının yıkılması sonucunda uğradığı zararlar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 22.10.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 98.997,04 TL artırarak, 99.997,04 TL"nin tahsilini istemiş, 18.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de 10.031,00 TL kira tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, imar durumu nedeniyle sözleşmenin yapıldığı anda bile ifasının imkansız olduğunu, müvekkilinin taşınmaz üzerine 24.153,00 TL değerinde temel ve su basmanı yaptığını ileri sürerek, yaptığı imalat bedelinin dava tarihinden itibaren en yüksek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacı yüklenicinin ruhsat almadan taşınmaz üzerinde bina yapımına başladığını ve yapılan imalatın ekonomik değeri bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, en son alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporu ve dosya kapsamına göre, davalı yüklenicinin süresi içinde edimini yerine getirmediği, ruhsat almadan inşaata başladığı, yapılan imalatın imara aykırı ve kaçak olması nedeniyle yıkımına karar verildiği, davacı arsa sahibinin sözleşmenin feshinde haklı olduğu, davacının sözleşme yapmakla yıkılmasını kabul etmiş olduğu zemin + 1 katlı konut ile ahırın yapı bedelini talep etmesinin hakkaniyete ve dürüstlük ilkelerine uygun düşmediği, yargılama sırasında davalı vekilinin davacının bir başkası ile yeniden inşaat sözleşmesi yapmış olduğunu beyan etmiş olması dikkate alınarak, davacının menfi zarar kapsamında değerlendirilse bile yapı bedelini talep edemeyeceği, sözleşmenin feshi ile bilirkişi tarafından saptanan taşınmazın kullanılamamasından kaynaklanan 10.031,00 TL kira tazminatını talep edebileceği, davacı .../...
S.2.
yüklenici tarafından sözleşme kapsamında taşınmaz üzerine yapılan temelin ruhsatsız olup, ekonomik bir değeri bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davacı arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini feshetmekle haklı olduğunun tespiti ile geriye etkili olarak feshine, davacının sözleşmeye konu taşınmaz üzerindeki yapıyı kullanamamasından kaynaklanan 10.031,00 TL tazminatın 18.06.2014 tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada taraf vekilleri, birleşen davada davacı vekili temyiz etmiş, Dairemizin 19.02.2015 gün ve .... karar sayılı ilamı ile ; birbirini teyit eden sözlü ve yazılı izahat karşısında davacının dava dilekçesindeki tazminat talebinin yıkılan ve sökülmesi gereken inşaat masraflarına ilişkin olduğu, davacının eldeki davada kira tazminatına ilişkin bir talebi bulunmadığı, her ne kadar 18.06.2014 tarihli ikinci ıslah dilekçesiyle kira tazminatı talebinde bulunmuş ise de, HMK’nın 176/2. maddesi uyarınca, aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilecekleri ve yapılan bu ıslah açıkça yasaya aykırı olup, mahkemece dikkate alınamayacağından kira tazminatı isteminin belirtilen sebeplerle reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, söz konusu arsa üzerindeki mevcut yapının kaçak olduğu ve herhangi bir ekonomik değerinin bulunmadığı yapılan yargılama ile saptandığından, asıl davadaki istek kalemlerinden olan mevcut inşaatın yıkımına dair masrafların tahsiline ilişkin karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin de hatalı olduğu, ayrıca taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili şeklide feshine karar verilmekle tarafların malvarlıklarında kazandıkları değerleri iade ile mükellef olduğu, ruhsatsız işe başlanarak arsa üstündeki eski yapının yüklenici tarafından yıkıldığı ve asıl davada buna ilişkin olarak tahsil talebinde bulunulduğu anlaşıldığından sözleşme uyarınca fiilen yükleniciye teslim edilen taşınmazdaki yapının ne olduğu saptanarak değerinin de hüküm altına alınması gerekirken, TBK"nın 125. maddesine aykırı olarak bu istemin reddine karar verilmesinin yerinde görülmediği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bu kez, asıl davada davalı ve birleşen davada davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı ve birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 64,00 TL harç ve takdiren 261,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 23.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.