3. Hukuk Dairesi 2014/11113 E. , 2015/4283 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA 4. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2012/985-2013/1131
Taraflar arasındaki nişan bozulması nedeniyle tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların 1984 yılında tanıştığını, daha sonra nikah hazırlıklarına başladıklarını, müvekkili tarafından ev eşyası alınmaya başlandığını, ancak faturaların davalı adına olduğunu, bu durumu kabul etmediğini, davalının daha sonra müvekkilinin işyerine gelerek "bu iş bitti" dediğini, müvekkilin davalıya verdiği paralara mahsuben 8.000 TL.yi davalının müvekkiline verdiğini, müvekkilinin nişanlılık dönemi içerisinde davalıya 25.000 TL kadar para verdiğini, nişanlılık dönemi sona erdikten sonra davalının parayı müvekkiline ödemediğini, müvekkili tarafından alınan Bosch marka buzdolabı (1.400 TL), Bosch marka midi fırın (300 TL), Kütahya porselen yemek takımı (580 TL), 82 ekran plazma televizyon (2.000 TL), tencere takımı (400 TL), mutfak eşyası (2.000 TL), 3 adet halı (200 TL), nevresim takımı (200 TL) eşyaların davalı tarafta kaldığını, davalının bu zamana kadar paraları ve eşyaları iade etmediğini ileri sürerek eşyaların aynen iadesine, iade edilmediği taktirde toplam 24.480 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; nişanda alınan eşyalara ilişkin açılmış olan alacak davasının reddine, haksız nişan bozulması nedeniyle manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 3.000 TL manevi tazminatın karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Ancak; kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Manevi zarar, bir kişinin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmeyi ifade eder. Hayat, vücut bütünlüğü, sağlık, özgürlük, isim, resim, şeref, haysiyet, ticari itibar gibi değerler, kişilik değerlerini oluşturur. Bu değerlere saldırı, objektif eksilmeyi ifade eder. Manevi zararın tazmin edilebilmesi için objektif unsur yanında bir de sübjektif unsurun gerçekleşmesi gerekir. Sübjektif unsur ise, zarar görenin söz konusu ihlal sonucu kişiliğinde, manevi varlığında objektif olarak meydana gelen bu eksilmeyi yaşaması, duyması, onu hissetmesi, bunun sonunda da acı, elem, ızdırap duymasıdır. Sübjektif unsur yoksa manevi zarar da yoktur.
Somut olayda; taraflar arasındaki nişanın davalı tarafın kusurlu davranışları sonucu haksız olarak bozulduğu, davacı tarafından ispatlanamaması karşısında gerçekleşen olayda, davacının hayat, vücut bütünlüğü, sağlık, özgürlük, isim, resim, şeref, haysiyet gibi değerlerinde bir ihlale yol açmadığı, davacının kişilik haklarına herhangi bir saldırının sözkonusu olmadığı anlaşıldığından ve bu nedenle manevi tazminata hükmedilmesi için gereken koşulların oluşmadığı gözetilmeden, mahkemece; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde manevi tazminatın hüküm altına alınmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bendde açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın 2.bendde açıklanan nedenle, hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.