21. Hukuk Dairesi 2016/476 E. , 2017/5517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen Kuruma eksik bildirilen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 21.12.2001- 16.11.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı adına davalı işyerinden birden fazla işe giriş bildirgesi verilip, bildirgelerdeki imzalar için imza inkarında bulunulmadığı, kamu tanıklarının da davacının iddia ettiği dönemde fiilen çalıştığına dair beyanda bulunmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının ihtilaflı dönemde 03.06.2003-16.2.2004 tarihleri arasında davalı işverene ait ... sicil numaralı, 15.09.2004- 02.03.2009 tarihleri arasında ise davalı işverene ait ... sicil numaları işyerlerinde sigortalı çalışması olduğu, davalı ... sicil numaralı işyerinin 09.06.2000 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında olduğu, dönem bordrolarının gönderildiği, davacının davalı işverenliğe ait kendisinin adı bulunan 12.5.2003 tarihli irsaliye fatura sureti sunduğu, davacı, davalı ve kamu tanıklarının dinlendiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, birden fazla işe giriş bildirgesi verilmesinin tek başına davanın reddi için yeterli olmadığı dikkate alınmaksızın yeteri kadar bordro ve komşu işyeri tanığı dinlenmeden çelişkili ve hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmayan tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulduğu, böylece çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, işyerinde tespiti istenen dönem içerisinde Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan bir denetim olup olmadığını sormak, dinlenen tanıklarının hizmet cetvelini istemek, tanık beyanlarındaki çelişkiyi gidermek, dava konusu dönemi kapsar biçimde dinlenmeyen bordro tanıklarını dinlemek, gerek görüldüğü takdirde bordro tanıklarını yüzleştirmek, bordro tanıklarının beyanları ile yetinilmediği takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, böylece davacının işe başlama tarihini, çalışmasına ara verip vermediğini tespit etmek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
15.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.