20. Hukuk Dairesi 2017/7619 E. , 2020/939 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmalarında ... ilçesi, ... mahallesi 360 m2 yüzölçümlü 121 ada 6 parsel sayılı taşınmaz, bahçe vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş; tutanağın beyanlar hanesine, “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılmıştır” ve “iş bu taşınmaz üzerindeki 1 katlı bina 12 yıldan beri ... Serbest"in fiilî kullanımındadır” şerhi yazılmıştır.
Davacı ... Yönetimi, 3402 sayılı Kanunun Ek- 4. maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmalarında 121 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın bir kısmının orman sınırları içerisinde kaldığı iddiasıyla taşınmazın beyanlar hanesinin düzeltilmesi, taşınmaz üzerindeki yapının orman sınırları içinde kaldığı hususunun beyanlar hanesinde belirtilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle Dairenin 18/11/2015 tarihli ve 2015/8217-11396 E.-K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “Mahkemece her ne kadar, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. madde uygulaması sırasında düzenlenen mutabakat zaptı ile kesinleşen orman kadastro sınırlarının değiştirilemeyeceği gerekçesi ile Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Şöyle ki, bilirkişilerce düzenlenen rapor ve krokisi taşınmazın hukukî durumu hakkında yeterli kanı uyandırmamaktadır. Yörede, ilk kez 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastrosu ile daha sonraki yıllarda yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B uygulamalarına ait haritalar ile 5831 sayılı Kanun çalışmaları sonucunda oluşturulan pafta örneği ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilmek ve ayrı ayrı gösterilmek suretiyle taşınmazın konumu belirlenmemiş; Yönetimin iddiası doğrultusunda dava konusu Ek- 4 parseli üzerinde bulunan binanın mutabakat krokisine göre kısmen kesinleşen orman kadastro sınırlarında kaldığı belirtilmiş ise de bunun nedeni üzerinde yeterince durulmamış, mutabakat raporu ile belirlenen orman sınırının ilk orman tahdit hattına uygun olup olmadığı, ilk orman tahdit hattının değiştirilip değiştirilmediği hususları denetlenememektedir.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresini gösterir orijinal kadastro paftası, 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan ilk orman kadastrosu ve sonrasında yapılan orman tahdidi, aplikasyon 2. madde, 2/B madde ve 5831 sayılı Kanun çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 4. madde uygulaması sırasında düzenlenen mutabakat zaptının, çekişmeli parselin bulunduğu adadaki tüm parsellere ait tutanaklar ve dayanaklarının, kesinleşmiş iseler tapu kayıtlarının dosya içine alınması, daha sonra önceki bilirkişiler dışında serbest
orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisi ile yerel bilirkişi eliyle yeniden keşif yapılarak yörede ilk kez 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastro tutanaklarında, keza daha sonra yapılan aplikasyon tutanaklarında sözü edilen tepelerdeki nirengi noktaları, dere ve yolların kesişme noktaları, mevki isimleri, bu tutanaklarda tarif edilen kişilere ait tarlaların o tarihteki sınırları ve bu tarlaların birleştiği köşe noktaları ve benzeri sabit noktalar yerel bilirkişi yardımıyla saptanmalı ve tutanakta isimleri yazılı kişilere ait tarlaların arazi kadastrosunda kim ya da kimler adına, kaç numaralı parsel olarak tespit edildiği de belirlenerek, o parsellere ait tutanak örnekleri getirtilip bilirkişi sözleri denetlenmeli; ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde ve 2/B madde uygulamalarına ilişkin harita ve tutanaklar ile 5831 sayılı Kanun gereğince düzenlenen kadastro paftaları ve mutabakat krokisi 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki yönetmelik ve bu Yönetmeliğin 54. maddesine göre çıkarılan teknik izahnamede tarif edilen yöntemle değişik açı ve uzaklıktaki en az 15-20 adet orman sınır noktasını gösterir şekilde çekişmeli parsele ve bu parselin geniş çevresine uygulanmalı; zeminde bulunmayan orman sınır noktaları bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi ismi ile açı ve mesafelere göre birer birer bulunup yerleri arazi kadastro paftası üzerinde işaretlenmeli; uygulamalarda ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile daha sonra yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulaması harita ve tutanaklarına göre belirlenmeli; bu haritalar aynı ölçekte birleştirilerek her bir uygulama (orman kadastrosu ile aplikasyon ve 2. uygulamaları) farklı renkte kalemlerle gösterilmeli, aynı ya da yakın hatlarda bulunan dava konusu parsel aynı harita üzerine işlenerek müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalıdır. İlk orman kadastro harita ve tutanaklarının, aplikasyon, 2/B madde harita ve tutanakları ile çelişkili olduğunun belirlenmesi halinde, tutanakların düzenlenmesinde esas alınan hava fotoğrafları ve memleket haritası ile desteklenen ilk orman kadastro tutanaklarındaki sınırlara değer verilmesi gerektiği düşünülmeli, Orman Yönetiminin iddiaları üzerinde durularak dava konusu Ek -4 parseli üzerinde bulunan binanın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalıp kalmadığı, bunun nedeni ve doğru hattın hangisi olduğu üzerinde durulmalı; 5831 sayılı Kanun çalışmaları ile kesinleşmiş orman sınırlarının değiştirilemeyeceği de gözönünde bulundurularak oluşacak sonuca göre bir hüküm” kurulması gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda davanın reddine,
Dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 151 ada, 6 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun Ek- 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yılında yapılan orman kadastrosu ile daha sonra 1978, 1985 ve 1987 yıllarında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına göre mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak davanın reddi yolunda hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu taşınmaz “121 ada 6 parsel” sayılı taşınmaz olduğu halde hüküm yerinde “151 ada 6 parsel” sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş olması hatalı olup, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle hüküm fıkrasının ikinci paragrafında yer alan “151” ibaresi hüküm yerinden çıkarılarak yerine “121” yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/02/2020 günü oy birliği ile karar verildi