1. Hukuk Dairesi 2020/1643 E. , 2021/2650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, gabin ve hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
Davacılar, ortak mirasbırakanları Halil Uçan"ın terekesine ait 8 ada 31 - 104 ada 38 ve 39 - 15 ada 35 - 17 ada 19 ve 21 - 54 ada 37 - 10 ada 104-105-109-110-111 - 7 ada 72 - 86 ada 16 - 15 ada 33 - 54 ada 39 parsel sayılı taşınmazların davalıların ablası ve kendilerinin anneleri olan muris ..."nün bilgisizliğinden ve okuma yazma bilememesi gibi zayıf yönlerinden faydalanarak, davalıların 10/02/1999 tarihinde Çorlu Tapu Müdürlüğü"nün 679, 670, 681 yevmiye sayılı resmi senetleri ile mirasın paylaştırıldığı gerekçesi ile imzasını aldıklarını, taksim ile anneleri Sabriye’ye yasal miras payına isabet edecek miktarından çok daha az ve değersiz 104 ada 38 ve 39 ile 8 ada 31 parsel sayılı taşınmazların verildiğini, yaptıkları araştırma neticesinde 104 ada 39 ve 38 parsel sayılı taşınmazların dahi tapu senetlerinin davalıların hileli eylemleri ile düzenlendiğini ve gerçekte davalılar adına tescil edildiğini öğrendiklerini, bunun da hilenin kanıtı olduğunu ileri sürerek çekişme konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde dava konusu taşınmazlarda paylarına payına isabet edecek eksik kısmın bedelinin tespit edilerek davalılardan işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, 10.02.1999 tarihinde yapılan rızai taksimin tamamen tarafların bilgi ve isteğine göre yapıldığını, ortada herhangi bir hile ve gabinin olmadığını, 104 ada 38 ve 39 parsel sayılı taşınmazların 2012 yılında kadastro müdürlüğünce yapılan 22/A çalışmaları sırasında hatalı olarak kendileri adına tescil edildiğini, bu taşınmazları bedelsiz olarak davacılara iade etmeye hazır olduklarını, rızai taksim sonucu...’ye verilen 8 ada 31 parsel sayılı taşınmazın ise...tarafından yıllar önce satıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddesinde "Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahalenin men"i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır.
Gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunulduğu takdirde harç, gayrimenkulün değeri ile talep olunan tazminat ve ecrimisil tutarı üzerinden alınır. Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz. Noksan tespit edilen değerler hakkında 30 uncu madde hükmü uygulanır" hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunun 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı vurgulanmıştır. Aynı Yasanın 30. maddesinde ise; "Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır."" düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, dava 10.000 TL değer gösterilmek suretiyle açılmış olup, yargılama sırasında keşfen dava konusu taşınmazların değerinin tespit edildiği, ancak harç ikmal edilmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki keşfen saptanan rayiç değeri üzerinden eksik harcın tamamlanması için davacılara süre verilmesi, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi yerine, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacıların değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 HMK"nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın kararı veren Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.