3. Hukuk Dairesi 2014/11082 E. , 2015/4335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DÜZCE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2014/41-2014/156
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde; davalıya ait taşınmazın bir bölümünü 10.01.2007 tarihli köy senedi ile satın aldığını, satın aldığı yerin üzerine iki katlı ev yaptığını, binayı halen kullandığını; kullanmakta olduğu taşınmazın adına tapuya tescili için, Düzce 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/336 Esas 2013/232 Karar sayılı dava dosyası ile açtığı davanın red olunduğunu beyan ederek; taşınmaz üzerine iyi niyetle ve davalının sözüne güvenerek yapmış bulunduğu evinin ve müştemilatının, keşifte belirlenen değeri olan 53.047,00 TL"nin, 10.01.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; ortada gayrimenkul alım satımı sözleşmesi değil, kullandırma amaçlı sözleşme olduğunu; alım satım sözleşmesi olmadığını; davalının, davacıdan 5000 TL aldığını, sözleşme tarihinden bu yana davacı tarafın söz konusu yeri kullanmadığını, tasarruf etmemesi gereken yerlerde de tasarruf ettiğini ve haksız zenginleştiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacıya, HMK"nın 119. Maddesine göre, dava dilekçesindeki imza eksikliğini gidermesi için 1 haftalık kesin süre verilmesine rağmen, dava dilekçesindeki imza eksikliğinin giderilmediği gerekçesi ile; HMK"nın 119/1- h ve 119/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 119. maddesinin 1. fıkrasında, dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmış, aynı maddenin 2. fıkrasında ise "...Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde hakim, davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde, dava açılmamış sayılır." düzenlemesi getirilmiştir.
Somut olayda; dava dilekçesinde davacının imzası bulunmadığı için, mahkemece, bu eksikliğin giderilmesi hususunda, davacıya tebligat gönderilmiş, tebliğ evrakına da, "eksikliğin verilen kesin süre içinde giderilmemesi durumunda, davanın açılmamış sayılacağına..." ilişkin şerh konulmuştur.
Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi ile Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 29. maddesinde, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın nasıl yapılacağına ilişkin düzenleme getirilmiştir.
Bu mevzuata göre, muhatabın adresten geçici olarak ayrılma sebebi, bu konuda beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatının tutanağa yazılması ve tebliğ tutanağının beyanda bulunana imzalattırılması gerekir.
Davacıya yapılan tebligat, Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi ile Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 29. maddesi hükmüne uygun olarak yapılmadığı için geçerli bir tebligat olarak kabul edilemez.
Öyle ise, mahkemece; bu hususlar dikkate alınarak, dava dilekçesindeki eksikliğin giderilmesi için, davacıya usulüne uygun tebligat yapılıp, yapılacak yargılama sonucunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.