3. Hukuk Dairesi 2020/5441 E. , 2021/6291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 31.08.2010 tarihli vekaletname ile vekil tayin edildiğini, davalıların icra takiplerini ve davalarını takip ettiğini, bazı dosyalarda masrafları bizzat yapmak durumunda kaldığını, tüm işleri tam ve yasaya uygun olarak yerine getirmesine rağmen davalıların vekalet ücreti ile masraflarını ödemediklerini, bu nedenle haklı olarak istifa ettiğini ileri sürerek, şimdilik ödenmeyen masraflar için 2.000,00 TL, akdi ve yasal vekalet ücreti alacağı için 2.000,00TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL"nin davalılardan temerrüt tarihlerinden itibaren faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13/06/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 3.284,55 TL masraf ve 7.363,67 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 10.648,22 TL"ye çıkartmıştır.
Davalılar, avukatın görevini gereği gibi yerine getirmediğini, yapılan tahsilatı ödemediğini, haklı istifanın söz konusu olmadığını ve görevden haksız olarak çekildiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
1- Davacı, alınan vekaletnameye uygun olarak tüm işleri takip ettiği, görevini tam olarak yaptığı fakat hak ettiği ücret ve masrafların ödenmemesi sebebiyle haklı olarak istifa etmek zorunda kaldığı iddiasıyla eldeki davayı açmış olup, davalılar davacının görevini tam olarak olarak yerine getirmediğini ve haklı istifanın olmadığını savunmuşlardır. Mahkemece, davacının haklı nedenle istifa ettiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bozma öncesi mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 11.062,48 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin takdiren reddine, karar verilmiştir. 23/11/2015 tarihli tavzih kararı ile de; her ne kadar hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde vekalet ücreti alacak miktarı 11.062,48 TL olarak yazılı ise de, davacının 13/06/2013 tarihli ıslah talebinde vekalet ücreti alacağı talep miktarın 7.363,67 TL olmakla, taleple bağlı ilkesi gereğince bu miktara hükmedilmesi gerekirken maddi hata sonucu alacak miktarı 11.062,48 TL olarak belirtilmiş olduğunu, bu nedenle hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "11.062,48 TL olan alacak miktarının 7.363,67 TL" olarak düzeltilmesine, taraf vekillerinin de talebi ile evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verilmiştir. İşbu karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2018 günlü, 2016/981E, 2018/9000K sayılı ilamı ile; tavzih kararıyla tarafların hak ve borçlarında değişikliğe gidilebilmesi mümkün olmadığından tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece, taraflarca verilen tavzih dilekçesi kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle bozulmasına, bozma nedenine göre de tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 03/07/2015 tarihli hukukçu hesap bilirkişi raporuna göre davacının vekalet ücreti alacağı yönünden 11.062,48 TL talep hakkı bulunduğu, masraf talebi yönünden ise talebin yerinde olmadığı kanaatine varılmış olup mahkemece verilen 22/10/2015 tarihli kararın Yargıtayca sadece yapılan tavzih kararı yönünden bozulduğu, tarafların temyiz itirazlarının değerlendirilmediği gerekçesiyle önceki karara uygun olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1. maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde, masraflar için 2.000,00 TL, vekalet ücreti için 2.000,00TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL talep etmiş olup, 13/06/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini, 3.284,55 TL masraf ve 7.363,67 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 10.648,22 TL"ye çıkartmıştır. Mahkemece, emredici nitelikteki anılan yasa maddesi hükmüne aykırı ve talep edilenden fazla olarak, davanın kısmen kabulü ile, 11.062,48 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin takdiren reddine, karar verilmiştir. Davacının 13/06/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırdığı vekalet ücretine dair alacak kalemi tutarı yalnızca 7.363,67 TL iken, Mahkemece talep aşılarak, 11.062,48 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Sözü edilen yasa maddesi uyarınca, mahkemenin talepten fazlasına karar vermesi mümkün bulunmamaktadır. Mahkemece, anılan yasa hükmü göz ardı edilerek, yazılı şekilde talepten fazla hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.