(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2016/32717 E. , 2020/4652 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının 25.07.2010 tarihinde davalı şirket nezdinde hemşire olarak çalışmaya başladığını iş sözleşmesinin işveren tarafından 25.05.2012 tarihinde haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili tarafından davanın reddi istenmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, dosya kapsamındaki delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında ıslaha karşı ile sürülen zamanaşımı savunması nedeniyle zamanaşımına uğrayan fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre,kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Mülga 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı def"ine davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa(suskun kalınmışsa) zamanaşımı def"i geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı def"inin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı def"ine davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı def"i dikkate alınmaz.
Somut olayda; mahkemece süresinde yapılan ıslaha karşı zamanaşımı def"i nedeniyle ek rapor aldırılmaksızın davacının 24.05.2016 tarihli ıslah dilekçesinde zamanaşımı defini dikkate aldığına ilişkin beyanına itibar edilerek talep ettiği alacak miktarları üzerinden hüküm kurulmuş ise de, davacı tarafından yapılan hesaplamanın nasıl ve neye göre yapıldığı tespit edilemediğinden kabul denetime elverişli bulunmamaktadır.
Davada ıslah 24.05.2016 tarihinde yapılmış olup buna göre 24.05.2011 tarihinden önceye ait talep edilen fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücret alacakları dava dilekçesinde talep edilen tutarlar dışında zamanaşımına uğrar. Mahkemece bu doğrultuda alınacak denetime elverişli ek rapor ile davada ıslaha karşı yapılan zamanaşımı defi nedeniyle zamanaşımına uğrayan fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı olup olmadığı belirlenmeli bundan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Belirtilen husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.03.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.