Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3364
Karar No: 2017/5635
Karar Tarihi: 03.07.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/3364 Esas 2017/5635 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/3364 E.  ,  2017/5635 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, 01.09.2013 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    Dava, davacının vefat eden oğlundan dolayı ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının oğlu ..."ın 30.10.1991 doğumlu olduğu ve 02.09.2013 tarihinde vefat ettiği,hizmet cetveline göre 29.12.2007-01.09.2013 tarihleri arasında 956 gün sigortalı çalışması bulunduğu,davalı Kurumun davacının ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin talebini ,davacının oğlunun işe giriş tarihi olan 30.10.2009 tarihinden (18 yaşını doldurduğu tarih ) ölüm tarihine kadar 3 yıl 10 ay 2 gün sigortalılık süresi bulunduğu,ölüm aylığı bağlanması için gerekli 5 yıl sigortalılık süresi bulunması şartını yerine getirmediği gerekçesiyle reddettiği ,Mahkemece,davacının ölen oğlunun sigortalılık süresinin 18 yaşını doldurduğu tarihte değil,Kuruma ilk defa tescil edildiği 29.12.2007 tarihinde başlayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 32"nci maddesinin ikinci fıkrasında; ölüm aylığının, en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı öngörülmüştür.
    506 sayılı Kanun"un 60/G maddesine göre "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir."

    506 sayılı Kanun"un Geçici 54.maddesine göre "01/04/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 60 ıncı maddenin (G) fıkrası hükmü uygulanmaz."
    5510 sayılı Kanun"un 38/2.maddesine göre "Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir."
    5510 sayılı Kanun"un, 506 sayılı Kanun"a ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen Geçici 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında, bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz.
    Tahsis işlerinde nazara alınan sigortalılık süreleri, sigortalılık süresinin başlangıç tarihi ile, sigortalının tahsis yapılması için yazılı istekte bulunduğu tarih, tahsis için istekte bulunmuş olmayan sigortalılar için de ölüm tarihi arasında geçen süredir.
    Somut olayda, 30.10.1991 doğumlu olan davacı murisinin 506 sayılı Yasa"nın 60/G maddesi uyarınca sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu tarih olduğunun kabulü gerekirken, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi