22. Hukuk Dairesi 2018/2010 E. , 2018/5155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 15.01.1998-07.09.2011 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde kepçe operatörü ve tamirci olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım alacaklarının hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işyerindeki çalışmasının sürekli ve kesintisiz olmadığını, davacının ileri sürdüğü işe giriş tarihinin doğru olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, yasal süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının çalışma süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece davacının 15.01.1998-06.09.2011 tarihleri arasında kesintisiz olarak toplam 13 yıl 7 ay 23 gün çalıştığı benimsenerek tesis edilen karar, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 14.10.2015 tarihli bozma ilamı ile, davacının hizmet döküm cetvelinde çeşitli tarihlerde farklı işyerlerinden çalışmalarının bildirilmiş olduğu, davacı adına çalışma bildirilen tüm işyerlerinin davalı işverence bağlantısı araştırılarak davacının hizmet süresini doğru şekilde belirleyip tüm alacaklarını bu süreye göre hesaplatıp çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının SGK kayıtlarına göre başka işyerinde geçtiği belirlenen çalışmaları ile davalı şirket arasındaki bağlantının belirlenememesi karşısında, davacının SGK kayıtlarında salt davalı işyerindeki çalışmasına göre çalışma süresi belirlenerek, buna göre hesaplanan alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, bozma ilamında belirtilen iki ayrı işyerinde geçen süreler toplam çalışma süresinden dışlanarak, çalışma süresi belirlenmiş ise de, davacının çalışma süresinin hatalı olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 02.07.2003-20.11.2003, 13.09.2005-31.03.2006, 14.04.2008-06.09.2011 şeklinde 3 ayrı dönemdeki çalışmaları toplanarak çalışma süresi belirlenmiştir. Davacının üç döneme ilişkin çalışma süresi toplanarak çalışma süresinin belirlenmesi isabetlidir. Ancak, davacının 14.04.2008-06.09.2011 dönemindeki çalışması kesintisiz olmadığı halde, bu dönemin kesintisiz olarak değerlendirildiği görülmektedir. Davacı tanıklarından Alaettin’in kesintisiz çalışma ile ilgili olarak herhangi bir beyanı bulunmamaktadır. Diğer davacı tanığı Ahmet, kendisinin 1999 yılından beri işyerinde çalıştığını ve “davacının çalışmasının sürekli olduğunu, girip çıktığını görmediğini” beyan etmiş ise de, davacının 2003-2011 yılları arasında başka işyerlerinde çalışmak üzere işten ayrıldığının sabit olması karşısında, tanığın soyut beyanına itibar edilmesi mümkün değildir. Bu itibarla, davacının 14.04.2008-06.09.2011 dönemindeki çalışmasının kesintili olduğu değerlendirilerek, bu döneme ilişkin olarak hizmet döküm cetvelindeki belirtilen çalışma sürelerine itibar edilmesi gerekmektedir.
3-Kabule göre de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, çalışma süresinin belirlenmesi sırasında toplama hatası yapılmış olup, davacının üç dönemde ayrı ayrı kesintisiz çalıştığının kabulü halinde dahi, toplam çalışma süresinin 4 yıl 5 ay olması mümkün değildir. Bu sebeple, yukarıda açıklanan esaslara göre davacının çalışma süresinin yeniden belirlenmesi ve hizmet döküm cetveli kayıtlarının doğru şekilde toplanması suretiyle çalışma süresinin belirlenmesi ve tüm alacakların belirlenen çalışma süresine göne yeniden hesaplanması için kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.