22. Hukuk Dairesi 2018/2014 E. , 2018/5156 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının 01.03.2005-10.01.2011 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde satış temsilcisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, işyerinde fazla çalışma yapılmasına rağmen ücretinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının tütün mamulleri satışı alanında faaliyet gösteren davalıya ait işyerinde satış temsilcisi olarak çalıştığını, davacının müşterilerden satış bedeli olarak tahsil ettiği nakit parayı şirkete teslim etmeyerek, satış bedelini dava dışı bir kişiye ait kredi kartı ile ödediğinin anlaşılması üzerine iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında iş sözleşmesinin işverence haklı sebeple feshedilip feshedilmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya kapsamına göre davacının iş sözleşmesi 10.01.2011 tarihli yazılı fesih bildirimi ile, “29.12.2010 tarihinde satış yaptığı müşteriden 8.500 TL sini nakit olarak tahsil ettiği, yine 29.12.2010 tarihinde satış yaptığı diğer müşteriden 1.500 nakit olarak tahsil ettiği halde, bu parayı şirket muhasebesine teslim etmeyerek ... isimli birine ait kredi kartıyla ödeme yapılmış gösterdiğinin şirket muhasebesi tarafından tespit edilmesi sebebiyle” İş Kanunu’nun 25/2-e alt bendine göre feshedilmiştir.
Mahkemece fesih sebebi olarak bildirilen hususların davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle feshin haksız olduğu kanaatine varılarak, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; anılan kararın Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 28.10.2013 tarihli ilamı ile “Davalı işverence tutulan 10.01.2011 tarihli tutanak tanıklarının re"sen dinlenmesi, konusunda uzman yeminli mali müşavir bilirkişi görevlendirilmek suretiyle bilirkişiye işyeri kayıtları ve faturalar üzerinde inceleme yetkisi verilerek olayın gerçekleşip gerçekleşmediği saptanıp çıkacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağı hakkında karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile bozulması üzerine Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, feshin haklı sebebe dayandığının anlaşılmasına göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Ne var ki, bozma sonrasında bozma kararına uygun olarak yapılan araştırma sırasında işverence tutulan 10.01.2011 tarihli tutanak tanıklarından sadece davacının bölüm müdürü olan ... dinlenmiş olup, tanığın anlatımından kendisinin olayla ilgili olarak görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Tanık, davacının davranışı ile ilgili durumun muhasebe tarafından tespit edilerek kendilerine bildirildiğini, nakit para ile satış yapılan müşterilerin kimler olduğunun işyeri kayıtlarında bulunduğunu ifade etmiştir. Mahkemece işyeri kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinin neticesine göre, dava dışı ... Toptan Gıda Tekel Ürünleri Bilgisayar Sarf Malzemeleri San. Tic. Ltd. Şti’ne yapılan satışın bedelinin dava dışı ...’ya ait kredi kartı ile ödendiği sabit ise de, anılan şirketten bunun dışında nakit para tahsil edildiğine dair bilgi veya belge bulunmadığı tespit edilmiştir. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 18.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalının iddia ettiği şekilde satışın nakit olarak yapıldığı ve bedelin de nakit olarak tahsil edildiğine yönelik bir tespit yapılamadığı gibi, aksine dava dışı ... Toptan Gıda Tekel Ürünleri Bilgisayar Sarf Malzemeleri San. Tic. Ltd. Şti firmasına yapılan 29.12.2010 tarih ve 686646 nolu 10.235,22 TL fatura karşılığı mal satış işleminin karşılığının 30.12.2010 tarih ve 2443 nolu yevmiye maddesinde kredi kartından tahsilat işlemleri yapılarak dava dışı firmanın cari hesabının kapatıldığı ifade edilmiştir. Şu halde, tutanak tanığının “olayın muhasebe tarafından tespit edildiği ve nakit tahsilatların işyeri kayıtlarından tespit edilebileceğine” yönelik beyanı, gerek dosya üzerinde gerek işyeri kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda doğrulanmamıştır. Davalı, tutanak ve işyeri kayıtlarına delil olarak dayanmış olup, bozma doğrultusunda dinlenen tanığın anlatımı ve kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda da davacının eyleminin sabit olduğu ortaya konulamamıştır. Davalı işverenin, davacının satış bedelini nakit olarak tahsil ederek şirkete teslim etmediğine yönelik iddiasını ispatlayamadığının kabulü gerekirken, Mahkemenin eylemin sabit görülmesi isabetsiz olmuştur. Diğer taraftan, her ne kadar mahkemece Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre, dava dışı ... Toptan Gıda Tekel Ürünleri Bilgisayar Sarf Malzemeleri San. Tic. Ltd. Şti ile kredi kartı sahibi ... arasında bağ bulunmadığı ve müşteriye yapılan satışın 3. kişinin kredi kartı kullanılarak yapıldığı ifade edilmiş ise de, davalı işverenin fesih bildiriminde bildirdiği sebep davacının nakit tahsilatı teslim etmeyerek bir başkasının kredi kartı ile tahsilat yapılmış gibi gösterdiği böylece güveni kötüye kullandığı yönündedir. Davalı taraf, kredi kartı ile tahsilat yapılması halinde bu kartın müşteriye ait olmasının zorunlu olduğunu ifade etmekle birlikte, dosya kapsamında böyle bir işyeri uygulamasının varlığına dair bilgi veya belge bulunmamaktadır. Somut olay yönünden, feshin haklı sebebe dayandığının işverence ispatlanamadığı, başkasının kredi kartı ile tahsilat yapılmasının tek başına haklı fesih sebebi oluşturmayacağı gözetilerek, davacının haksız feshe bağlı kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı sonucuna varılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının fazla çalışma alacağı noktasında uyuşmazlık mevcuttur.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemenin fazla çalışma alacağının kabulüne dair kararının, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 28.10.2013 tarihli ilamı ile, “fazla çalışma alacağının sadece davacı tanıklarının davacı ile birlikte çalıştığı dönem ile sınırlı olarak ispatlandığı kabul edilerek bu dönem için hesaplanması gerektiği” yönünden bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmesine rağmen, davacının çalışma sürelerini kendisinin belirleyebildiği gerekçesi ile fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç açıkça kamu düzenine aykırılık oluşturur. Bu itibarla, Yargıtayın bozma kararına uymuş olan mahkeme söz konusu uyma kararı ile bağlı olup, bu karardan dönemeyeceği gibi; bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak ya da yeni bir hüküm vermek zorundadır. Somut olayda ise, bozma ilamı doğrultusunda ve bozma kapsamı ile sınırlı olarak inceleme yapılmak suretiyle fazla çalışma alacağının yeniden hesaplanması ve hüküm altına alınması gerekirken, bozma kapsamı dışına çıkılarak yeni bir gerekçe ile tamamen reddine karar verilmiş olması yerinde değildir. Bozma kapsamına aykırı ve hatalı hukuki değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.