21. Hukuk Dairesi 2016/19406 E. , 2017/5677 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, 25.05.2011 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili ... mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim
ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kululunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar ... Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme öncelikle Adli Tıp Kurumu ihtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda, zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu tartışma konusu değildir. İhtilaf ise davacının yargılama konusu iş kazası nedeniyle oluşan sürekli iş göremezlik oranının tespiti(belirlenmesi) usulüne ilişkindir. Mahkeme yukarıda açıklanan silsile gözetilmeden 3. Adli Tıp Ihtİsas Kurulu"nun tespiti olan % 29,2"lik sürekli iş göremezlik oranını dikkate alınarak karar vermiştir. Oysa iş kazasına maruz kalan sigortalının sürekli iş göremezlik oranı öncelikle Kurum tarafından tespit edilmelidir. Zira; iş kazasından kaynaklanan maddi tazminat davaları nitelikçe Kurumca karşılanmayan zararların tazmini davaları olup Kurum sigortalısının % 10 ve üzerinde maluliyetini tespit ederse ona iş kazası sigorta kolundan gelir bağlayacak ve bağladığı bu geliri olayda(iş kazasında) kusuru olan ilgililerden rücuen tahsil edecektir. İş kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında ise rücuen tahsile konu bu Kurum ödemesinin tenzili gerekecektir. Bunun aksinin kabulü davalı ya da davalılardan mükerrer tahsil neticesini doğurur ki bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bu nedenle iş kazasına maruz kalan sigortalının sürekli işgöremezlik derecesinin Kurumca tespiti önemli olup iş bu davada Kurum taraf değildir. Yine manevi tazminat davaları bakımında da sigortalının sürekli iş göremezlik oranının tartışmasız olarak ortaya konulması gerektiği hususu izahtan varestedir.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılması gereken iş; davacı sigortalıya sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi konusunda Kuruma müracaatı için önel verilerek meslekte kazanma güç kayıp oranın yukarıda belirtilen prosedür izlenerek saptanması ve buna bağlı olarak Kurumdan gelir bağlanması için Kuruma başvuruda bulunması giderek Kurum aleyhine dava açması için önel vermek ve verilen önelin sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesibe yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 04/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.