9. Hukuk Dairesi 2014/29666 E. , 2016/2546 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, ücret farkı alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 14.11.2006 tarihinden 06.05.2010 tarihine kadar davalılar nezdinde plastik ve ambalaj işinde işçi olarak çalıştığını, 06.05.2010 tarihinde her hangi bir sebep göstermeden işten çıkarıldığını iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram-genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, ücret farkı alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davacının işyerinde 03.05.2008 tarihinden 20.05.2010 tarihine kadar çalıştığını, davacının asgari ücretle çalışırken ücretine zam yapılmasını talep ettiğini, zam isteği kabul edilmeyince işi bıraktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalıya ait iş yerinde 14/11/2006 - 06/05/2010 tarihleri arasında 3 yıl 5 ay 22 gün çalıştığı, iş akdinin davalı işveren tarafından geçersiz olarak bildirim yapılmadan önelsiz olarak feshedildiği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram- genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, ücret alacaklarının kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Yasanın 120 nci maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.
İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 27.10.2008 gün 2008/ 29715 E, 2008/28944 K.).
Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının 14.11.2006 – 06.05.2010 tarihleri arasındaki tüm çalışma döneminin davalı tasfiye halinde .... nezdinde geçmediği, davacının bu şirkette geçen çalışmasının bilirkişi raporu ve hizmet tespit davası uyarınca 14.11.2006 – 30.04.2008 tarihleri arası olduğu görülmüştür. Davalı tasfiye halinde.... ...i.’nin iş yerini bu tarihten sonra diğer davalı ...’e devrettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yazılı yasal düzenlemeler ve ilke kararı uyarınca; devreden işveren devir tarihindeki çalışma süresi ve ücret seviyesi üzerinden sorumludur. Ayrıca devreden işverenin feshe bağlı haklar olan ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinden de sorumluluğu bulunmamaktadır.
Fazla mesai ücreti, ulusal bayram- genel tatil ücreti açısından ise devir tarihine kadar doğmuş olan bu alacaklardan, devir tarihinden itibaren 2 yıl ile süreyle sorumluluğu söz konusudur.
Bu açıklamalar karşısında; mahkemece davacının ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinden devreden işveren olan Tasfiye halinde ...nin sorumlu tutması hatalıdır. Fazla mesai ücreti, ulusal bayram- genel tatil ücreti açısından ise sorumluluk 2 yıl süreyle olduğundan yeniden değerlendirme yapılması gerekmektedir.
3- Tasfiye memuru ...’in işçilik alacaklarından şahsi sorumlu olmadığı gözetilmeden tasfiye memurunun sorumluluğunu doğuracak şekilde karar başlığında davalı olarak gösterilerek hakkında hüküm kurulması hatalıdır.
4- Mahkemece ıslah dilekçesinin davalı ... vekiline tebliğ edilmeksizin hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkının ihlalidir.
5- Kıdem ve ihbar tazminatı dışındaki alacaklara hükmedilirken net mi, yoksa brüt mü olduklarının hüküm fıkrasında belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.