20. Hukuk Dairesi 2017/7577 E. , 2020/951 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalı adına kayıtlı olan eski ... köyü 924 sayılı 455 m² yüzölçümündeki parsel, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 27888 ada 41 parsel sayısı ve 417,38 m² yüzölçümünde yeni haritası ile malik hanesi “tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit edilerek 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 09.06.2010 ilâ 08.07.2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Orman Yönetimi vekili 07.07.2010 tarihli dilekçesi ile, çekişmeli parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen orman tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar, Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29.11.2011 gün ve 2011/7329 - 13538 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, Daire bozma kararı üzerine önceki kararda direnilmesine ilişkin verilen karar, Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle, Hukuk Genel Kurulunun 19.12.2012 gün 2012/1057 - 1273 sayılı kararı ile; “...dava dilekçesi içeriğinden, davacı İdarenin davasının yenileme kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyet iddiasına mı yönelik olduğu ya da
her iki istemi de içerip içermediği açıkça anlaşılamadığından, öncelikle davacı ... İdaresi vekilinden, davasının sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca tesbite itiraz mı; yoksa sadece mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her iki istemi de birlikte içerip içermediği hususu açıklattırılmalı, dava, sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme işlemine itiraza ilişkin ise, Özel Daire bozma kararında değinildiği gibi, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli olmadığı, davanın yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde, davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği, davanın hem mülkiyet iddiasına, hem de 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu tesbitine itiraza ilişkin olması halinde ise; yenileme işlemine itiraz istemi yönünden, bozma kararında değinilen araştırmaların yapılarak karar verilmesi; mülkiyet iddiası yönünden ise görevsizlik kararı verilmesi...” gereğine değinilerek direnme kararı bozulmuştur.
Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu kararına uyulduktan sonra, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan çalışmanın yasa ve teknik ölçülere uygun olduğundan buna yönelik davanın reddine, dava konusu eski 924 parsel sayılı taşınmazın yeni 27888 ada 41 parsel sayısı ve 417,38 m² yüzölçümünde tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, sınırlarının ve yüzölçümünün düzeltilmesine, Orman Yönetiminin mülkiyete yönelik açtığı davanın 3402 sayılı Kanunun 25, 26 ve 27. maddeleri uyarınca mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde, dosyanın görevli Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.06.2014 tarih, 2014/16- 6566 E.K. sayılı kararı ile onanmıştır.
Yargıtay onama kararı üzerine dosya tapu iptali tescil istemi yönünden görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacının davasının kabulü ile davaya konu ...7888 ada 41 parsel numaralı taşınmazın fen bilirkişisinin 31.10.2016 tarihli raporunda (A1) harfi ile gösterilen 16,65 metrekarelik kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş hüküm davalı ... ve davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... köyünde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1942 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi, 5653 sayılı Kanuna göre 1953 yılında yapılan maki tefrik çalışması, 14.05.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile 23.12.1988 tarihinde ilân edilen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A1) harfi ile gösterilen 16,65 m2"lik kısmının orman tahdidi içinde geri kalan kısmının orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı ... ve davacı ... Yönetimi vekilinin esasa ilişkin temyiz istemlerinin reddine karar verilmiştir. Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince Orman Yönetiminin açtığı davalar nedeniyle davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, hüküm kısmının; ""3-)Bu dava nedeniyle alınması gereken 31,40 TL harçtan peşin alınan 17,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,25 TL Harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; 4-)Davacı tarafça yapılan 17,15 TL başvuru harcı 17,15 TL peşin harç toplamı
harç masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; 5-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1980 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine"" bentlerinin hükümden çıkartılarak yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı ... Yönetimi üzerinde bırakılmasına ve davacı ... Yönetimi lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına"" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.