11. Hukuk Dairesi 2016/12011 E. , 2018/4148 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28/04/2016 tarih ve 2016/37-2016/242 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin imzasının taklit edilerek 2006 yılı Nisan, Haziran ve Ekim ayları içerisinde sahte imza ve faks yoluyla müvekkilinin sahibi bulunduğu ...Lojistik Dağıtım Nak. Tic. Ltd. Şti. adına ve yine müvekkilinin talimatı varmış gibi imzasının taklit edilerek çek karnesi talebinde bulunulduğunu, bankanın herhangi bir araştırma yapmaksızın yapılan başvuruya olumlu cevap vererek çek karnelerini verdiğini, müvekkilinin bilgisi dışında ve imzası taklit edilerek alınan çeklerden dolayı aile düzeninin bozulduğunu, sağlığını önemli ölçüde etkilediğini, bu olay nedeniyle müvekkilinin karşılıksız çek keşide etmek suçu nedeniyle cezaevinde yatmak zorunda kaldığını ileri sürerek davalının sebebiyet verdiği zararlar nedeniyle dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.000,00 TL maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, sonrasında maddi tazminat talebini ıslah ederek 31.000,00 TL"ye arttırmıştır.
Davalı vekili; görev ve zaman aşımı def"inde bulunarak, davacı şirket yetkilisinin davayı kendi adına açtığını, dava konusu çeklerin davacının şahsına değil, temsilcisi bulunduğu şirkete verildiğini, bu nedenle de davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin dava konusu olayda hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, çek karnesi talebi sonrası karşı taraftan teyit alındığını, davacı bir zarara uğramış ise sorumluluğunun kendisine ait olduğunu, bu nedenle müvekkili bankadan tazminat talebinde bulunamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, çek karnesi verilmesine ilişkin talimat faks çıktılarındaki imzaların davacının eli ürünü olmadığı, üçüncü kişiler tarafından doldurulup imzalanmak suretiyle piyasaya sürüldüğü ve bu nedenle davacı aleyhine onlarca ceza davası açıldığı, davacının maddi zararının ödemek zorunda olduğu para cezası tutarı 19.964,00 TL olduğu, davalı bankanın davacıya ait hesaplar üzerinden çek karnelerini gerekli dikkat ve özeni göstermeden üçüncü kişilere vermesi sebebiyle bankanın olayın meydana gelmesinde 2/3 oranında kusurlu bulunduğu, davacının ise dava konusu çeklerle ilgili olarak banka hesaplarını kontrol
etmeyerek adına başkasına verilen çekleri ve bu çeklere ilişkin ödemeleri zamanında tespit edip bankayı zamanında uyarmaması nedeniyle 1/3 oranında kusurlu olduğu, davacının davalı bankadan isteyebileceği maddi tazminat tutarının 13.309,33 TL olduğu gerekçesiyle 13.309,33 TL maddi, 20.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 33.309,33 TL tazminatın 21.000,00 TL’lik kısmına dava tarihinden bakiye 12.309,33 TL"sine ıslah tarihi olan 30/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.246,16 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 30/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.