11. Hukuk Dairesi 2016/12412 E. , 2018/4152 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/10/2014 tarih ve 2012/150-2014/293 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 19.292,00 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin medikal aletlerin ticareti konusunda faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müvekkil şirketin 16-20 Kasım 2011 düzenlenen 21. Ulusal Patoloji Kongresine katılmak için stant başvurusu yapıp gerekli ödemelerde bulunduğunu, müvekkil şirketin ...’dan geçici kabul ile ithal ettiği ve numune olan ... marka renkli Lam yazma cihazını sergilemek için stant başvurusu yaptığını, ürünün şirket çalışanı diğer davacı ... tarafından 15 Kasım 2011 tarihinde ... aracılığıyla ...’dan ...’e taşınmak üzere teslim edildiğini, ancak ürünün kaybedildiğini, ürün bulunup teslim edilemediği için sergilenemediğini, tanıtımının yapılamadığını, sipariş alınamadığını, kârdan mahrum kaldığını, ürünün fuardan 2-3 ay sonra ...’da ... kargo tarafından bulunduğunu ve Türkiye’ye getirildiğini, ürünün hasarlı olarak teslim alındığını kongre için 3,600 Euro + KDV değerinde sponsorluk sözleşmesinin imzalandığını, ürünün sergilenmesi için üç doktor ile anlaşıldığını, buna ilişkin olarak konaklama ve kongre ücretlerinin ödendiğini, ürün sergilenemediği için ticari itibar kaybının yaşandığını ileri sürerek 20.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah ile maddi tazminat talebini 31.194 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı taraf vekili, hava yük senedinde yükleten ve gönderilenin ... olduğunu, Biogen firmasının hava yük senedinde taraf olarak gözükmediğinden davada taraf olmasının mümkün olmadığını, yapılan masraflarla geç ifadan kaynaklanan zararlar arasında uygun illiyet bağının olmadığını, davacıların talepleri kabul edilse dahi talep miktarının müvekkilleri açısından sınırlı olması gerektiğini, taşıyıcının sorumluluğunun kg başına 17 SDR ile sınırlı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, fuar katılım, ulaşım, konaklama ücretleri ile gecikme arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığı, zararın maddi tazminata konu edilebilecek nitelikte olduğu, davacıların kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığı, 19 SDR üzerinden karar tarihi itibariyle yapılan hesaplamaya göre 1.131,10 TL talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacıların hasar bedeli kalemine ilişkin olmak üzere 1.131,10 TL’nin ve davacıların gecikme bedeli kalemine ilişkin olmak üzere 1.131,10 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) numaralı bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, hava taşıması esnasında kaybedilen ve geç teslim edilen emtia nedeniyle meydana gelen zararların tahsili istemine ilişkindir. 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununun 106"ncı maddesinde, havayolu ile ... içinde yapılacak taşımalarda; bu Kanunda hüküm bulunmadıkça, Türkiye"nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların hükümleri ve bu anlaşmalarda da hüküm bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanacağı belirtilmiştir. Aynı Kanun"un 124"üncü maddesinde de "Taşıyıcının sorumluluğunun sınırlandırılması, 12 Ekim 1929 tarihinde Varşova"da imzalanan ve Uluslararası Hava Taşımalarına İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkındaki Sözleşme ve bu sözleşmeyi değiştiren Türkiye"nin katıldığı sözleşme ve protokollerin hükümlerine göre tayin olunur" hükmüne yer verilmiş olup 126"ncı madde "Zararın, taşıyıcının veya adamlarının zarar vermek kastı ile veya zararın doğması ihtimali olduğunu bilerek dikkatsizce yaptıkları bir hareket veya ihmal sonucunda meydana geldiği ispat edildiği takdirde; bu kanunda öngörülen sorumluluk sınırları uygulanmaz. Ancak, taşıyıcının işçileri veya temsilcileri gibi yardımcı kişilerinin meydana getirdiği sınırsız sorumluluk talebine mevzu olan zarar hakkında Borçlar Kanunu"nun 55"inci madde hükümleri saklıdır." şeklinde düzenlenmiştir. Davalı şirkete taşınmak için teslim edilen emtianın kaybedildiği ve ulaşması gereken zamandan çok sonra hasarlı bir şekilde davacı tarafa teslim edildiği hususu taraflar arasında tartışmasızdır. Somut olayda davalı şirketin Türk Sivil Havacılık Kanunu m. 126 gereğince sınırlı sorumluluğunun aşılmasını gerektiren ağır ihmali mevcuttur. Buna göre, mahkemece davalının meydana gelen zarardan sınırsız sorumluluğunun söz konusu olduğu göz önüne alınarak davacıların zararının tespit edilmesi gerekirken, davalının sınırlı sorumluluğuna hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacılar, dava dilekçesi ile maddi tazminat talebi ile birlikte davalı şirkete taşınmak üzere teslim edilen emtianın geç teslimi nedeniyle kongrede sergilenemediğini, ticari itibar kaybının yaşandığını ileri sürmüş, mahkemece, davacıların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, manevi zararının ispatlanamadığı ve sözleşmenin ihlalinin bağımsız olarak manevi tazminatı gerektirmeyeceği gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak zamanında teslim edilmeyen emtianın önceden katılımı planlanan kongrede sergilenemediği göz önüne alınarak davacıların ticari itibarının zedelenip zedelenmediği değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 125,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 30/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.