3. Hukuk Dairesi 2014/12893 E. , 2015/4663 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : VİRANŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2014
NUMARASI : 2013/146-2014/134
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 114220 nolu tarımsal sulama abonesi olduğunu, müvekkili hakkında 2012/12 dönemine ilişkin 21.502,60 TL borç tahakkuk ettirildiğini, hesaplamanın yanlış yapıldığını ileri sürerek, bu bedelden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hesaplamanın mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 2012/12. dönem ve 21.502,60 TL bedelli fatura nedeniyle 21.256,96 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; elektrik sayacının bozuk olduğunun tespiti üzerine geriye dönük olarak düzenlenen ek tahakkuk faturasına karşı abonenin açmış olduğu menfi tespit istemine ilişkindir.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Sayacın tüketim kaydetmemesi’ başlıklı 19.maddesinde; sayacın müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde, varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa sayaç çalışır duruma getirildikten sonraki müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak geçmiş dönem tüketimlerinin hesaplanacağı; ikili anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi tüketen bir müşterinin sayacının doğru tüketim kaydetmemesi durumunda dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bu madde kapsamında işlem yapılacağı açıklanmıştır.
Bu bağlamda taraflar arasındaki uyuşmazlığının çözümlenebilmesi için yukarıdaki yönetmelik hükmü gereğince hesaplama yapılarak davacının davalıya karşı sorumlu olduğu fatura bedelinin belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacının 114220 nolu tarımsal sulama abonesi olduğu, 14.08.2012 tarihinde sayacın değiştirildiği, 02.11.2012 tarihli Sayaç İnceleme Raporu ile, T.C. Mühürlerinin sağlam olduğunun, ancak optik portla yapılan okuma kayıtlarındaki olaylar raporunda, çeşitli tarihlerde çok uzun süreli gerilim kesintisi olduğunu gösteren kayıtların olduğu, bu zaman zarfında sayaç enerjisiz kaldığından abonenin faal olduğu, tespitin yapılması halinde tahakkuk yönünden değerlendirilme yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Davalı kurum tarafından, sayacın yapılan kontrolde sağlam çıktığı ancak optik portla yapılan endeks kontrolünde, 2012 yılı sulama sezonu içerisinde 72 gün gerilim kesintisi olduğu ve bu süre içerisinde sayacın endeks kaydetmesinin engellendiğinin tespit edildiği belirtilerek, 72 günlük faz kesintisinden dolayı, sayaç raporunda belirtilen demont gücü (bağlı bulunan dinamoya ait güç) üzerinden tahakkuk yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında düzenlenen 21.01.2014 tarihli Bilirkişi Raporu ile, sayaç değişimi dolayısıyla, sayaçta mevcut fatura edilmeyen tüketim kaydının ( 571 kwh ve 364 kVarh) olduğu), endekse dayalı tüketim bedeli olarak tüm yasal vergiler dahil, davalının davacıdan talep edebileceği miktarın 245,64 TL olduğu, 21.502,60 TL fatura tahakkukunun haksız olduğu belirtilmiş olup, hükme esas bilirkişi raporu taraf ve Yargıtay denetimine elverişli nitelikte ve açıklıkta değildir.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dosyadaki bilirkişiler dışındaki kişiler arasından seçilecek uzman yeni bir bilirkişi heyetinden, denetime elverişli bir rapor alınarak, davacının borçlu olduğu elektrik tüketim bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin 19. maddesine göre hesaplatılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.