16. Hukuk Dairesi 2016/13844 E. , 2019/8189 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 185 ada 6 parsel sayılı 82.667,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 03.01.1963 tarihli 1276 sıra numaralı tapu kaydına istinaden Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 185 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz, toprak tevzi komisyonunca oluşturulan tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1. maddesi; "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar, bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur." hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Mahkemece, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.
Çekişmeli taşınmazın bitişiğinde mera parseli bulunmasına rağmen yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmamış, belirtmelik tutanağındaki çekişmeli taşınmaza ilişkin kayıtlar ilgili kurumdan getirtilerek uygulanmamış, toprak tevzii neticesi oluşan tapu kaydının iktisap sebebinin doğru olup olmadığının belirlenmesi amacıyla hayatta olmaları halinde belirtmelik tutanağı bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenmeleri gerektiği düşünülmemiş ve çekişmeli taşınmazların öncesinin zilyetlikle iktisap edilecek yerlerden olması halinde, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davacı lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen diğer koşulların da gerçekleşip gerçekleşmediği hususu üzerinde durulmamıştır. Öte taraftan, bir taşınmazın niteliğinin ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihinin ve sürdürülüş biçiminin kesin olarak belirlenmesinde en önemli unsur hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yararlanılmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların soyut beyanlarına ve tek ziraat mühendisi tarafından hazırlanan yetersiz ve soyut içerikli ziraatçi bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaza ve komşu taşınmazlara ait belirtmelik tutanakları ile ilgili tüm evrak getirtilerek, toprak tevzi çalışmaları sırasında çekişmeli taşınmazın ne şekilde belirtildiği ve belirtmelik tutanağında herhangi bir kayıt ya da belgenin esas alınıp alınmadığı belirlenmeli, esas alınan kayıtların bulunması halinde, bu kayıtlar tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmeli ve dava konusu taşınmaza ilişkin tevzi tapu kaydının oluştuğu tarihten 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığı’dan getirilip dosya ikmal edilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra, mahallinde davada menfaati bulunmayan, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı ve yansız kişilerden seçilecek aynı köyden ve komşu köylerden ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisleri bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ve hayatta iseler belirtmelik tutanağında imzaları bulunan bilirkişiler ve kadastro tespit bilirkişilerinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşif sırasında belirtmelikte gösterilen kayıtlar uygulanmalı, buna göre taşınmazın öncesinin zilyetlik yolu ile iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığının belirlenmesine çalışılmalı ve bu kapsamda bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli parselin öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin mera, yayla gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olup olmadığı hususları maddi olaylara dayalı olarak sorulup açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, bilirkişi ve tanıkların beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; üç kişilik ziraat mühendisleri kurulundan, taşınmazı değişik yönlerden gösteren fotoğrafları da eklenmek suretiyle taşınmazın niteliğini, toprak yapısını, zirai durumunu üzerinde sürdürülen zilyetliğini şeklini ve süresini, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, tapu kaydını, belirtmelik tutanağını, varsa mera tahsis haritasını ve dava dosyası kapsamını belirtir şekilde keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi suretiyle, çekişmeli taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazın üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, çekişmeli taşınmazın tevzi tapusu kapsamında kalması halinde tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği, yine tapu kaydı kapsamında kalmayan bölümler yönünden de Kadastro Kanunu’nun 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde belirtilen miktar sınırlamaları da dikkate alınmak suretiyle sonucana göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.