MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında,... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 21, 23, 33, 107 ada 149, 154, 111 ada 21, 24, 112 ada 1, 10 ve 27 parsel sayılı 901.55, 939.97, 273.67, 1.699.06, 405.12, 310.56, 5.411.97, 1.311.31, 3850 ve 2.393,39 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, satın alma, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla davalılar Firdes, Hacer ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazların ortak muristen intikal ettiği ve taksim edilmediği iddiasına dayanarak, miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 101 ada 23, 33, 107 ada 149, 154, 112 ada 1, 10 ve 27, 101 ada 21 çekişmeli parsel sayılı taşınmazların hükümde gösterilen paylarla davacı ve davalılar adına tesciline; çekişmeli 111 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile teknik bilirkişinin 28.02.2008 tarihli raporuna ekli krokide büyük (B) harfi gösterilen 3.665,86 metrekare yüzölçümünde kısmın aynı ada ve parsel numarası ile hükümde gösterilen paylarla davacı ve davalılar adına tesciline; dava konusu 111 ada 21 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile teknik bilirkişinin 28.02.2008 tarihli raporuna ekli krokide 111 ada 24 nolu parselden ifraz edilen büyük (A) harfi gösterilen 1.746,11 metrekarelik kısmın bu parsele ilavesi sureti ile 111 ada 21 parselin 2.056,67 metrekare olarak davacı ve davalılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesine göre "Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması" zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297 ve 298. maddeleri de kararların gerekçeli olarak yazılmasını zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini ve sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" kapsaması gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe okunduğunda, mahkemece verilen hükme nasıl ulaşıldığının anlaşılması gerekir. Tarafların hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilmeleri ve Yargıtay"ca kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığının denetlenmesi ancak kararın gerekçeli olmasıyla mümkündür.
Bu ilkeler ışığında mahkemenin gerekçeli kararı incelendiğinde, kararda, davanın neden kabul edildiği hususunda bir açıklamanın yer almadığı, sadece dosya safahatinin özetlendiği ve davanın kabulüne dendiği, delillerin tartışılarak değerlendirmesinin yapılmadığı, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin açıklanmadığı ve kararın denetlenebilirliğinin olmadığı görülmektedir. Bu haliyle, kararın gerekçe içermediği açık ve tartışmasız olduğundan, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.