3. Hukuk Dairesi 2014/18207 E. , 2015/4849 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2014
NUMARASI : 2013/490-2014/213
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 24.03.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av. Y.. T.. gelmedi. Temyiz eden tüm davalılar vekili Av. G.. Ü.. ile davalı B.. Y.. vekili Av. E.. D.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davalılardan Birol"un araç maliki, davalı Özer"in aracın asıl işleteni ve davalı Fehmi"nin ise, aracın arızalanması üzerine davacı şirkete getiren kişi olduğunu; müvekkili olan davacının ise, yüklenici olup, davalılardan Birol"a ait aracın tamirini yaptığını; tamir bedelinin ödenmemesi üzerine, fatura tutarı olan 16.082 TL"nin faizi ile birlikte davalılardan tahsili amacı ile icra takibi yaptıklarını; davalıların da bu takibe haksız itirazda bulunduğunu iddia ederek; itirazın iptali ile, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar F.. C.. ile Ö.. S.. cevap dilekçelerinde; 34 ADA 82 plakalı aracın sahibi veya işleteni olmadıklarını belirterek; haklarındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı B.. Y.. cevap dilekçesinde; 34 ADA 82 plakalı aracı 12/02/2012 tarihinde sattığını, aracın kendisine ait olduğu dönemde araçta herhangi bir tamirat veya tadilat yapılmadığını; davacı şirketin daha önce 26/12/2011 tarih ve 48440 numaralı 16.082,22 TL"lik faturayı kendisine gönderdiğini, kendisinin bu faturaya yasal süresi içinde itiraz ettiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalılar F.. C.. ile Ö.. S.. haklarındaki davanın reddine, davalı B.. Y.. hakkındaki davanın kısmen kabulü ile, 16.082,22 TL asıl borca yapılan itirazın iptaline, asıl borca takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacının işlemiş faiz talebinin reddine, davalı borçlu itirazında kötü niyetli bulunduğundan asıl borcun % 40"ına tekabül eden 6.432,90 TL icra inkar tazminatının davalı B.. Y.."dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm temyiz itirazları itirazları yerinde değildir.
Davalı tarafın temyiz itirazlarına gelince;
Dava, eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
MK"nın 6. maddesine göre, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
TBK"nın 470. ve devamı maddelerinde (BK"nın 355. ve devamı maddelerinde) düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda; işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise, iş sahibine düşer. Davacının, genel kurallar içinde davalıya ait aracı tamir ettiğini kanıtlaması gerekir.
Somut olayda; taraflar arasında, araç tamirine dair yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı, davacının iddiasını inkar etmiş olup; davacı, iddiasını ispat için fatura, ticari defter ve bilirkişi incelemesini delil göstermiştir. Fatura; tek taraflı ve davacı tarafından düzenlenmesi her zaman mümkün olan bir belgedir, bu nedenle, davacının iddiasını ispat için yeterli değildir.
Hal böyle olunca; ön sorun olarak, akdin varlığını ispat yönünden davacıya olanak tanınması gerekir. Dava konusu olayda, miktar itibariyle tanık ile ispat mümkün değildir. Kaldı ki, davalı taraf da tanık dinlenilmesine muvafakatlarının bulunmadığını açık bir şekilde ifade etmiştir.
Bu durumda, davacının dilekçesinde "yemin" deliline dayandığının anlaşılması karşısında; davacı tarafa, iddiasını ispat için, davalıya yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, yaptırılacak yeminin sonucuna göre; taraflar arasındaki akdin varlığının tespiti halinde, davacı tarafından düzenlenmiş olan fatura münderecatı ile araç üzerinde yapılan işlemlerin kadri maruf olup olmadığı hususunun incelenmesi; akdin varlığının tespit edilememesi durumunda ise, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise, hakim, davanın çözümü için kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünü almalıdır. (HMK m.266 v.d). Bilirkişi kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip ve o konuda uzmanlaşmış olmalıdır. Somut olayda, bilirkişi olarak görüşüne başvurulan kişi, mali müşavir olup, dava konusu araç tamiri konusunda ehil değildir.
Mahkemece; araç tamiri konusunda ehil ve uzman bilirkişiden rapor alınmadan hüküm tesisi cihetine gidilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.