3. Hukuk Dairesi 2014/11996 E. , 2015/4880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2013
NUMARASI : 2012/418-2013/540
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; davalı .. Derneği"nin .. tesislerindeki su kullanımı nedeniyle, ödenmeyen su borcunun tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili ile davacı arasında herhangi bir abonelik sözleşmesinin mevcut olmadığını, davaya konu yerde başka şirketlerin de faaliyet gösterdiğini, su borcundan dolayı hangi şirketin ne kadar su tükettiğinin ayrı ayrı hesaplanması gerektiğini, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile davalının Bursa 20.İcra Müdürlüğünün 2011/15030 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 162.817,29TL alacaktan 117.556,33TL asıl alacak bölümüne takip tarihi olan 23/10/2011 tarihinden itibaren işletilecek kademeli işlemiş faize ve KDV"si ve BK 84.maddesinin uygulanması suretiyle iptaline, takibin devamına, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
Somut olayda; davaya konu 28795 no.lu aboneliğin, Bursa Spor Tesisleri adına, inşaat aboneliği olduğu, iş bu aboneliğe ait suyun tüketildiği spor tesislerinin davalı Spor Kulübü Derneği"nin kullanımına tahsis edildiği, yani davalının adına herhangi bir abonelik sözleşmesi olmamakla birlikte davalının fiili kullanıcı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davalının kullandığı suyun bedelini ödemesi gerektiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalının abone olmadan kullandığı su için zamanında yapmadığı ödemeler nedeniyle gecikme zammı tahsil edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Gecikme zammında bir zaman unsuru bulunmadığından faiz karakteri yoktur. Gecikme zammı, faiz niteliğinde olmadığı gibi faiz benzeri olarak da kabul edilemez. Sözleşmelerde kararlaştırılan gecikme zammı hukuki niteliği itibariyle bir borcun gününde ödenmemesi halinde alacaklının gecikme zammı süresince borçluya tanıdığı vade karşılığı belirli bir oranda borca yapılan ilave niteliğindedir. Gecikme zammı gecikme faizi değildir. Gecikme zammında da bir para borcunun geç ödenmesi bahis konusudur. Gecikme faiz talebinde bulunabilmek için borçluyu temerrüde düşürmek gerektiği halde, gecikme zammında buna lüzum yoktur. Ne var ki, çoğun içinde azı da vardır kuralı gereğince gecikme zammı isteminin aynı zamanda yasal faiz uygulanması gerektirdiği gözetilerek ödenmeyen bedele yönelik olarak yasal faiz uygulanması gerekmektedir.
O halde mahkemece, taraflar arasında su borcunun zamanında ödenmemesi nedeniyle gecikme zammı uygulanacağına dair imzalanmış bir sözleşme bulunmadığından, gecikme nedeniyle ancak yasal faiz uygulanabileceği göz önünde bulundurularak, konusunda uzman bir bilirkişi tarafından davaya konu asıl alacağa uygulanacak yasal faizin tespit edilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.