MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.01.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanan ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili; 17.07.1995 gün 9238 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile 156 ada 48 parsel sayılı taşınmazın davalılar murisi ... tarafından satışının vaadedildiğini, o zaman taşınmazın kadastro tutanağına itiraz edildiğinden daha sonra kadastro mahkemesince bir kısmının ... vasfı ile ..., bir kısmının ... adına tescil edildiğini belirterek, 156 ada 48 parsel sayılı taşınmazın davalılar murisi ... adına olan ... kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini istemiştir.
Davalılar davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü; davacı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı ... iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olayda; mahkemece; dava konusu 156 ada 48 parsel sayılı taşınmaz kadastro mahkemesi kararı ile 156 ada 117 ve 118 parsellere ayrılarak 117 parselin ... 118 parselin ... adına ... niteliği ile tescil edildiği, davacı vekili 156 ada 48 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptalini istediği, bu nedenle davanın kısmen kabulünün gerektiği gerekçeleri ile; davanın kısmen kabulü ile 156 ada 117 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, davalı ... lehine 20.441,20 TL vekalet ücretine hükmedilmiş ise de; karar isabetli olmamıştır.
Şöyle ki; satış vaadi sözleşmesine konu 156 ada 48 parsel sayılı taşınmaz hükmen ifraz edilerek 117 ve 118 parsel sayılı taşınmazlara ayrıldığı 117 parselin ... 118 parselin ... adına ... niteliği ile tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu hali ile satış vaadi sözleşmesinin konusu 48 nolu parselden hükmen ifraz edilen 117 parsele ilişkindir. Bu parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olduğundan; dava davacı yönünden tam kabul ile sonuçlanmıştır. Mahkemece davanın kısmen reddine karar verilmesi ve bu nedenle davacı aleyhine vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.