Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19653
Karar No: 2015/4922
Karar Tarihi: 25.03.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/19653 Esas 2015/4922 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/19653 E.  ,  2015/4922 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BULDAN ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/06/2014
    NUMARASI : 2014/116-2014/200


    Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 23.05.2012 tarihinde boşandıklarını, davacı lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakası, velayetindeki 05/07/2003 doğumlu müşterek çocuk Haldun lehine aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakaların müvekkilin ve küçük çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığını, çocuğun 6. Sınıfa devam ettiğini, eğitim masrafları ve sosyal ihtiyaçları ETÜT alması, gitar kursuna devam etmesi, karşısında ihtiyaçlarının nafaka miktarının üzerinde olduğunu ileri sürerek yoksulluk nafakasının 750,00 TL"ye, iştirak nafakasının 800,00 TL"ye yükseltilmesini ve her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; nafakaya ilişkin hükmün 07/03/2013 tarihinde onanarak kesinleştiğini, henüz onanmış bir hüküm söz konusu iken iş bu davanın açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 1 seneden bu yana ülkedeki ekonomik ve sosyal durumda değişiklik olmadığını enflasyon ve diğer değerlerde kayda değer artış olmadığını, tarafların ekonomik durumunun değişmediğini, davacının babasının 150 dönüm arazisi olduğunu, gelirini davacının aldığını, müvekkilin kredi borçları olup düzenli olarak ödemelerinin bulunduğunu, diğer müşterek çocuğun velayetinin kendisinde olduğunu ve iki çocuğunda giyim, kuşam masrafları ile harçlıklarını karşıladığını, artış talebinin fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının aylık 225 TL"ye, iştirak nafakasının aylık 230 TL"ye yükseltilmesine, nafakaların her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yoksulluk nafakası yönünden temyiz itirazları yerinde değildir.
    Somut olayda, tarafların 23.05.2012 tarihinde boşandıkları, 2003 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye, 1998 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya verildiği, davacı ve 2003 doğumlu müşterek çocuk lehine aylık 200"er TL yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedildiği, kararın nafakaya ilişkin hükümlerinin Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 07.03.2013 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği, eldeki davanın 26.03.2014 tarihinde açıldığı görülmüştür.
    Dosyada yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında da; davacı annenin, ev hanımı olup çalışmadığı, kendi evinde ikamet ettiği, davalı babanın ise, çiftçi olduğu, yıllık ortalama 60.000 TL gelirinin olduğu, kendi evinde ikamet ettiği, 80 dönüm üzüm bağı olduğu, 1 adet ford transit, 1 adet traktör ve 1 adet otomobili olduğu tespit edilmiştir.
    TMK."nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
    TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü,
    328/1.maddesi; “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” hükmünü,
    330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü içermektedir.
    Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
    Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.
    İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir.
    Müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakasının takdir edildiği tarihten itibaren geçen sürede, yaşça büyüyen çocuğun eğitim ve öğrenim koşullarının değişmesi nedeniyle ihtiyaçlarının arttığı açıktır.
    Buna göre, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafaka artışına hükmedilmesi ve bu suretle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile düşük nafaka artışına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi