4. Hukuk Dairesi 2014/12643 E. , 2015/5238 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 31/01/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/12/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı ... vekili ile davalı ... tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 28/04/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile davalılardan ... ve diğerleri vekili Avukat Mehmet Suphi Koçak geldiler. Diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1- Davalı ..., tazminat davası sona ermeden önce ceza mahkemesinin kesinleşen kararı ile silahlı yağma suçundan 10 yıl, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan 3"er yıl 14"er ay hapis cezasına mahkum olmakla yasal kısıtlılık altına girmiştir. Mahkemece gerekçeli karar ile davacı yanın temyiz dilekçesi, ceza infaz kurumunda hükümlünün bizzat kendisine tebliğ edilmiş, davalı hükümlü tarafından ceza infaz kurumu aracılığıyla temyiz dilekçesi gönderilmiştir. Mahkemece temyiz harç ve giderleri yönünden eksikliğin giderilmesi için çıkarılan muhtıra, davalının adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri (mernis) adresine tebliğ edilmiş, süresinde muhtıranın gereğinin yerine getirilmediği belirtilerek ek karar ile davalının temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Ek karar ise davalının önce adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine, sonra ceza infaz kurumunda bizzat kendisine tebliğ edilmiştir. Davalı tarafından ek karara karşı da temyiz dilekçesi sunulmuştur. Ne var ki davalı, 1 yıldan fazla hapis cezasına mahkumiyetine dair kararın kesinleşmesi ile yasal kısıtlılık altına girdiğinden, davalının bizzat kendisine ya da mernis adresine yapılan gerekçeli karar, muhtıra ve ek karar tebliğleri usulüne uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar da dayanaksız kalmaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 434. maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne göre temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren hâkim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde mahkeme kararının temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilir. 25/01/1985 günlü, Esas: 1984/5 ve Karar: 1985/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, harca tabi olmasına rağmen mahkeme kalemince harç hesap edilip ilgilisinden istenilmeden ve dolayısıyla harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da sözü edilen fıkrada öngörülen eksik harç ödenmesi halinde yapılacak işlemle ilgili kuralın kıyasen uygulanması ve bu durumda dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği tarihte temyizin yapılmış sayılması gerekir. Dosya kapsamından adı geçen davalı tarafından harç ve giderlerin yatırılmadığı da anlaşılmaktadır.
Şu halde mahkemece davalı ... ile ilgili olarak yapılacak iş; adı geçen davalıya Türk Medeni Kanunu’nun 407. maddesi uyarınca bir vasi tayin edilip edilmediğini araştırmak, şayet bu işlem yapılmamışsa yasal kısıtlıya bir vasi atanmasını sağlamak ve mahkeme kararı ile davacı yanın temyiz dilekçesini vasiye; “kanuni süre içinde mahkeme hükmünü ayrıca temyiz edebileceği, bu süre içinde temyiz hakkını kullanmadığı takdirde kısıtlı tarafından yapılmış olan temyize icazet vermiş (kabul etmiş) sayılacağı, temyizi kabul etmiyorsa bunu açıkça bildirmesi gerektiği” kaydını içerir biçimde tebliğ etmek, ayrıca temyiz harç ve giderlerinin tamamlanması için gerekli muhtırayı da vasiye tebliğ ederek sonucuna göre işlem yapmaktır. Açıklanan nedenle dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
2- Davalı... da tazminat davası sona ermeden önce ceza mahkemesinin kesinleşen kararı ile silahlı yağma suçundan 10 yıl, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan 3"er yıl 14"er ay hapis cezasına mahkum olmakla yasal kısıtlılık altına girmiştir. Borçlar Kanununun 35 ve 397. maddeleri hükümlerine göre aksi sözleşmeden veya işin niteliğinden anlaşılmadıkça vekalet gerek vekilin gerekse müvekkilin ehliyetinin ortadan kalkması ile son bulur. Böylece Avukat ..."ın ceza kararının kesinleşmesinden itibaren davalı yasal kısıtlıyı temsil yetkisi kalmamıştır. Bu nedenle davalı yasal kısıtlıya Türk Medeni Kanunu’nun 407. maddesi uyarınca bir vasi tayin edilip edilmediği araştırılmalıdır. MK"nın 471. maddesine göre özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet halinde vesayet hapis halinin sona ermesine kadar devam edeceğinden, MK"nın 407 ve 462. maddeleri kapsamındaki işlemlerin tamamlanıp tamamlanmadığı araştırılıp, tamamlanmadığı takdirde tamamlanması istenmeli ve buna göre temyiz eden Avukat Mehmet Suphi Koçak"ın vasiden alacağı vekaletnameyi ibraz etmesi istenmelidir. Vekaletname ibraz edilmezse mahkeme ilamı vasiye kanuni süre içinde mahkeme hükmünü ayrıca temyiz edebileceği, bu süre içinde temyiz hakkını kullanmadığı takdirde yetkisiz vekil tarafından yapılmış olan temyize icazet etmiyorsa bunu açıkça bildirmesi gerektiği hususlarını ihtiva eden bir tebligatla tebliğ etmeli ve sonucuna göre işlem yaptırmalıdır.
Ayrıca davalılar ... ve ... adına sunulan temyize cevap dilekçesinde davalılar vekili, davacı tarafın temyizine cevap verirken hem onun temyiz itirazlarının reddine karar verilmesini istemiş, hem de kendisi yönünden temyiz sebeplerini ileri sürmüştür. Ancak bu dilekçe hâkim tarafından kaleme havale edildikten sonra temyiz harcı alınmamıştır. (1) numaralı bendin ikinci fıkrasında belirtildiği şekilde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 434. maddesi hükmüne göre katılma yoluyla temyiz harç ve giderlerinin tamamlanması için gerekli işlemlerin yapılması için dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
3- Davalı ... yönünden gerekçeli karar ile davacı yanın temyiz dilekçesi, vekili Av. ..."e tebliğ edilmiş, vekil tarafından temyiz isteminde bulunulmamıştır. Adı geçen davalının tazminat davası sona ermeden önce ceza mahkemesinin kesinleşen kararı ile silahlı yağmaya yardım suçundan 5 yıl, evrakta sahtecilik suçundan 1 yıl 8 ay, 6136 sayılı yasaya muhalefet suçundan 10 ay hapis cezasına mahkum olduğu, ancak bu davalının tebligatların yapıldığı tarihler itibari ile ceza infaz kurumunda bulunup bulunmadığı, diğer bir deyişle yasal kısıtlılık altında olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Adı geçene gerekçeli karar ile temyiz dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte davalı yasal kısıtlılık altında ise, Avukat İsmail Güler"in davalıyı temsil yetkisi kalmayacağından, davalıya Türk Medeni Kanunu’nun 407. maddesi uyarınca bir vasi tayin edilip edilmediği araştırılmalı, şayet bu işlem yapılmamışsa yasal kısıtlıya bir vasi atanması sağlanmalı ve mahkeme kararı ile davacı yanın temyiz dilekçesi vasiye tebliğ edilmelidir. Açıklanan nedenle dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
4- UYAP üzerinden gönderilen 17/12/2013 tarihli yazı cevabında; Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2013/61 esas sayılı dosyasının onaylı örneğinin on klasör halinde gönderildiği belirtilmiştir. Ancak belirtilen klasörler dosya ekinde yer almamaktadır. UYAP üzerinden yapılan incelemede ceza dosyasının onaylı suretinin gönderildiği tarihte dosyanın derdest olduğu, daha sonra karara bağlandığı ve temyiz edilmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arşivinde bulunduğu tespit edilmiştir. On klasör olarak gönderilen dosya sureti ile suret dosya içinde bulunmayan sonraki tarihlere ait belgelerin örnekleri de eklenmek suretiyle ceza dosyasının tümünün onaylı örneğinin gönderilmesi için de dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeplerle ve belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 28/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.