Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13006
Karar No: 2018/4273
Karar Tarihi: 04.06.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/13006 Esas 2018/4273 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/13006 E.  ,  2018/4273 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/05/2016 tarih ve 2015/107-2016/302 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin kullandığı krediyi erken kapattığını ve şirket hesabından ipotek fekki ücreti adı altında 26.050,00 TL tahsil edildiğini, müvekkilinin ipoteğin fekki ile ilgili herhangi bir ücret ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, tahsil edilen 26.050,00 TL nin neye göre hesaplandığının belirtilmediğini, bu bedelin fahis olduğunu, davalı bankanın herhanği bir hukuki dayanağı olmaksızın müvekkilinin onay ve bilgisi dışında para çekmesinin mümkün olamayacağını ileri sürerek, 26.050,00 TL’nin hesaptan çekim tarihi tarihi olan 10.02.2015 tarihinden işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uygulamış olduğu en yüksek reeskont faizi tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, tahsil edilen ipotek fek ücretinin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye uygun olduğunu, sözleşmenin 8. sayfasına davacı tarafça metni daha evvel okunup bilgilendirildiğine dair kendi el yazısı ile yazı yazılıp imza atıldığını, 2006/1 sayılı Tebliğ’e uygun komisyon ve masraf listelerinin T.C. Merkez Bankasına bildirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde açıkça ipotek fek ücretinin alınacağına dair bir düzenleme yer almadığı, 6098 sayılı TBK 20 ve devamı maddeleri gereğince genel işlem koşulu teşkil eden hususlarda itiraz ve defilerde bulunulabileceği, tacir de olsa banka müşterisinin kredi çektiği esnada ileride hangi ödeme kalemleri ile karşılaşacağını öngörebilmesi ve sözleşmede bu hususta düzenleme yer alması gerektiği, davalı bankanın tacir olup verdiği hizmetlerin karşılığını talep etme hakkı mevcut ise de sözleşmede yer almayan, önceden bilinmesi ve belirlenmesi mümkün olmayan ipotek fek ücreti adı altında alınan bedelin davacıdan tahsilinin mümkün olmadığı, uygulamada diğer bankaların benzer konularda müşterilerine uyguladığı yöntemlerin araştırılarak tahsil edilen ücretin makul olup olmadığının tespiti yoluna gidilmekte ise de somut olayda davalı bankanın ipotek fek ücreti adı altında herhangi bir ücret talep edebileceğine dair saklı tutmuş olduğu bir hakkı bulunmadığından buna gerek görülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 26.050,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı en yüksek reeskont faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında tahsil edilen ipotek fek ücretinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarda özetlendiği gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında 27.09.2013 tarihli kredi sözleşmesinin imzalandığı ve sözleşmenin 12.3 maddesinde ‘‘Müşterinin işbu sözleşme uyarınca kullandığı veya kullanacağı krediler nedeniyle komisyon, fon, ücret, kaynak kullanımı destekleme fonu gibi sair teferruat ve yasalarca yetkilendirilmiş mercilerce tayin edilen miktar ve oranlarda gider vergisi, sair vergi, resim ve harçları nakden veya hesaben ödemeyi taahhüt eder.’’ hükmünün düzenlendiği ve davacıdan 26.050,00 TL ipotek fek ücretinin tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
    Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu sayılması için, o sözleşmenin çok sayıda benzer sözleşmelerde de kullanımı için düzenleyen tarafından önceden hazırlanmış olması gerekir. Sözleşme metninde kullanılan ifadelerin özdeş olmaması, o sözleşme hükümlerinin genel işlem koşulu sayılmasına engel değildir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin genel işlem koşulu taşıdığının kabulü halinde genel işlem koşulları bakımından yürürlük (kapsam), yorum ve içerik denetimine tabi tutulması gerekir.
    Yürürlük denetiminde, genel işlem koşulunun karşı tarafın bilgisi dahilinde sözleşmeye konulup konulmadığına bakılmalı, müşterinin sözleşmeye genel işlem koşulu konulduğunu açıkça biliyor olması halinde diğer denetim aşamalarına geçilmelidir. Aksi halde diğer aşamalara geçilmeksizin genel işlem koşulu niteliğindeki hükmün sözleşmeden çıkarılması gerekmektedir. TBK m. 21 uyarınca, bir müşterinin önceden sözleşmedeki genel işlem koşulundan açıkça haberdar edilmesi, tek başına o hükmün geçerli hale geldiğini göstermez. Önceden müşteriye bildirilmemiş ve müzakere imkanı sağlanmamış olan hükümler, diğer denetim aşamalarına gerek kalmaksızın, yazılmamış sayılmamalıdır.
    Şayet sözleşme, o sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı bir genel işlem koşulu taşıyorsa, yani şaşırtıcı hüküm içeriyorsa, bu nitelikteki hükümler yönünden, müşterinin önceden ve açıkça bilgilendirilmiş olup olmadığı, bu hükmün müzakere edilip edilmediği önem taşımaksızın, o sözleşme hükmü TBK m. 21/2 uyarınca sözleşmeye yazılmamış sayılmalıdır.
    Yürürlük denetiminin aşılması halinde yapılması gerekli denetim aşaması “yorum” denetimidir. Belirsizlik ilkesi de denilen bu denetim modelinde, sözleşmede yer alan genel işlem koşulu niteliğindeki hüküm içeriğinin ne olduğu konusunda bir anlaşmazlık bulunuyorsa, bu hükmün düzenleyen taraf aleyhine yorumlanması gerekir.
    Sözleşmede, yürürlük denetiminin aşılması ve yorumu gerektirecek bir belirsizliğin bulunmaması veya bulunsa bile düzenleyen aleyhine yorum yapılmış olmasından sonra, sözleşmenin bir de “içerik” denetimine tabi tutulması gerekmektedir. İçerik denetimi yapılırken, genel işlem koşulu olduğu ileri sürülen hükmün “dürüstlük kuralı” na aykırı olup olmadığı, karşı tarafın aleyhine ve onun şartlarını ağırlaştırıcı nitelikte olup olmadığına bakılacaktır. Hangi tür sözleşme hükümlerinin dürüstlük kuralına aykırı ve diğer tarafın şartlarını ağırlaştırıcı nitelikte olduğu hususu Kanunda düzenlenmemiş olup, mahkemece her somut olayda bu durumun tartışılması ve değerlendirilmesi gerekir.
    İçerik denetimi aşamasında, sözleşme hükmünün dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve karşı tarafın şartlarını ağırlaştırdığının tespiti halinde, genel işlem koşulu niteliğindeki bu hükmün, yürürlük denetiminden farklı olarak, Kanunun emredici hükmüne açık aykırılık sebebiyle kesin hükümsüz sayılması gerekir.
    Genel işlem koşulu nedeniyle yazılmamış veya kesin hükümsüz sayılan sözleşme hükmünün, sözleşmenin uygulanmasında boşluk doğurması halinde, ortaya çıkan sözleşme içi
    boşluğun, hakim tarafından öncelikle yedek hukuk, bu yoksa TMK m. 1 uyarınca örf ve adet hukukuyla, bu da yoksa hakimin hukuk yaratması yöntemiyle doldurulması gerekir. Yani, davalı tarafından talep edilen ücretlerin işin niteliğine uygun ve makul olup olmadığının mahkemece, diğer bankalardan benzer türdeki kredi sözleşmelerinden kaynaklanan ipotek fek ücreti oranları sorulmak, kredinin teminatı olan ipoteğin fekki için banka tarafından yapılması gereken giderler araştırılmak ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 144. maddesi kapsamında, Bakanlar Kurulu"nun 16.10.2006 tarih ve 2006/11188 sayılı kararına istinaden Merkez Bankası"nın 2006/1 sayılı Tebliği"nin 4. maddesi de göz önünde bulundurulmak suretiyle davalı banka tarafından tahsil edilen ücretin fahiş olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Somut olaya gelindiğinde, mahkemece taraflar arasında ipotek fek ücreti alınacağına dair bir düzenleme olmadığı, sözleşmede yer almayan bedelin davacıdan tahsil edilemeyeceği ve davalının ipotek fek ücreti isteyebileceğine dair saklı tuttuğu bir hakkı bulunmadığından emsal araştırmasına gerek olmadığı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, yukarda belirtilen hususlar değerlendirilmeden eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmeyip kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi