1. Hukuk Dairesi 2018/2199 E. , 2018/12503 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolayı ...... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.12.2014 gün ve 2010/50 Esas -2014/732 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 19.10.2017 gün ve 2499-5562 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil ist......e ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ...... Görgülü"nün kadastro tespiti öncesinde tapunun 2 sıra numarasında kayıtlı taşınmazını davalı oğlu ......, 3 ve 4 sıra numaralarında kayıtlı taşınmazlarını ise dava dışı ...... Sümbül"e satış suretiyle temlik ettiğini, daha sonra 2 sıra numaralı taşınmazın da davalı tarafından ......"a devredildiğini ancak z......de birleştirilerek tek parça taşınmaz haline getirilen bu 3 parça taşınmazın yalnız davalının tasarrufunda olduğunu ve kadastro çalışmaları sırasında 102 ada 5 parsel olarak davalı adına tespit ve tescil edildiğini, davalının taşınmazdaki 53/93 payını kendi üzerinde bırakarak, 40/93 payını dava dışı ...... Sarıca isimli şahsa devrettiğini yapılan işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakan ile davalı ve dava dışı ......"ın el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini ileri sürerek davalı uhdesinde kalan pay yönünden miras payları oranında tapu iptali ve tescil istemişlerdir.
Davalı, satışların bedel karşılığında olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; öncesinde tapunun 11.04.1939 tarih 19, 20 ve 21 sıra numaralarında mirasbırakan ...... Görgülü adına kayıtlı taşınmazlardan 19 sıra numaralı taşınmazın mirasbırakan tarafından kadastro tespiti öncesinde 1979 tarihinde davalıya, davalı tarafından da 12.09.1990 tarihinde dava dışı ...... Sümbül"e satış suretiyle temlik edildiği, taşınmazın daha sonra 2 sıra numarasını aldığı, 20 ve 21 sıra numaralı taşınmazların ise mirasbırakan tarafından 1990 yılında dava dışı ......’a satış yoluyla devredildiği ve sonrasında bu taşınmazların da 3 ve 4 sıra numaralarını aldıkları, bu 3 parça taşınmazın 1992 yılında yapılan kadastro çalışması sonucu birleştirilerek 102 ada 5 parsel olarak davalı adına tespit ve tescil edildiği, kadastro tespit tutanağının edinme sebebinde "...12.09.1990 tarih ve 2 ve 3 ve 4 sıra nolarında Osman oğlu ... adına kayıtlı olup nizasız fasılasız malik sıfatı ile zilyet ve tasarrufunda bulundururken tapulu olan bu taşınmazını 1991 yılında onbeş milyon bedel mukabilinde ...... oğlu ..."ye (davalı) satarak zilyet ve tasarrufunu devrettiği ve satışa muvafakat ettiğini tutanağın ekli sütununda da beyan ettiği,..." ifadelerine yer verildiği, davalının taşınmazdaki 40/93 payını 28.11.2008 tarihinde dava dışı ...... Sarıca isimli şahsa devrettiği, 1917 doğumlu mirasbırakanın 29.06.2007 tarihinde öldüğü, geriye tarafların mirasçı olarak kaldığı kayden sabittir.
Bu durumda bozma ilamında maddi hataya dayalı olarak "muris tarafından davalıya yapılmış bir temlik bulunmadığı, henüz tapuya kayıtlı değilken, kadastro çalışmaları sırasında senetsizden dava dışı ...... adına kayıtlı olan taşınmazın davalı adına tespit ve tescil gördüğü" ibaresi yazılı ise de taşınmazın evveliyatının tapulu olup mirasbırakan adına kayıtlı olduğu açıktır. Anılan bu husus karar düzeltme isteği üzerine bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin (6100 sayılı HMK"nın geçici 3.maddesi yollamasıyla) HUMK."nun 440. maddesi uyarınca kabulüne, Dairenin 19.10.2017 tarih 2015/2499 Esas – 2017/5562 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verilip işin esasının incelenmesine geçildi.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle mirasbırakanın ara malik kullanmak suretiyle oğlu olan davalıya yaptığı temlikin muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, dava konusu 102 ada 5 parsel sayılı taşınmazın yargılama sırasında 18.10.2010 tarihinde ifrazı neticesinde oluşan 102 ada 88 parsel sayılı taşınmaz (26500m2, tarla) davalı adına kayıtlı olup doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince bu taşınmaz üzerinden iptal tescile karar vermek gerekirken mahkemece kapanan kayıt üzerinden hüküm kurulması doğru değil ise de, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün 1. fıkrasının hüküm metninden çıkarılarak yerine 1. fıkra olarak "Davanın KABULÜ ile, ... ili, ...... ilçesi, ...... Köyü , 102 ada 88 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ...... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/244 Esas, 2014/214 Karar sayılı 18.04.2014 tarihli ...... Görgülü"ye ait veraset ilamında belirtilen payları oranında davacılar adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına," cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.443.73-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalı ..."den alınmasına, peşin alınan tashihi karar harcının istek halinde iadesinesine. 19.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.