20. Ceza Dairesi 2017/476 E. , 2017/2305 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 14.02.2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair Boyabat Sulh Ceza Mahkemesinin 25/04/2013 tarihli ve 2013/102 esas, 2013/187 sayılı kararını müteakip, sanığın hakkındaki tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine, 5237 sayılı Kanun"un 191/1 ve 62/1 ve 58. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Boyabat Asliye Ceza Mahkemesinin 02/06/2016 tarihli ve 2015/762 esas, 2016/526 sayılı mahkûmiyet hükmünün kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 01.03.2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık ... hakkında 22.01.2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Boyabat Sulh Ceza Mahkemesi"nce 25/04/2013 tarihli ve 2013/102 esas, 2013/187 karar sayı ile sanığın TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
2- Kararın kesinleştirilerek infaz için gönderildiği Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 15.12.2014 tarihinde denetimli serbestlik gereklerine uygun davranmadığı gerekçesi ile dosyanın iade edildiği yeniden esasa kaydedilen dosyada yargılama sonrasında Boyabat Asliye Ceza Mahkemesi"nin 02/06/2016 tarih ve 2015/762 esas, 2016/526 sayılı karar için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191/1 ve 62/1 ve 58. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmolunan cezanın TCK"nın 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, hükmün 02/06/2016 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
2- Hapis cezasının infazı aşamasında, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı"nın talebi üzerine Mahkeme tarafından 22.11.2016 tarihinde 2015/762 esas ve 2016/526 karar sayı ile hükmün infazının durdurulmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, " 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin 9. fıkrasında “Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.” şeklinde bir hükme yer verildiği, keza 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2.
fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” biçimindeki düzenlemeler nazara alınarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesinin değişiklikten önceki ve sonraki hali ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. madde hükümleri birlikte değerlendirilerek, sanığın lehine olan hükümlerin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde ,
2-Sanığın iş bu dosyaya konu suç tarihinden önce işlemiş olduğu herhangi bir adli sicil kaydı bulunmadığı halde, adli sicil kaydında ilamların bulunduğu ve tekerrür koşullarının oluştuğundan bahisle hükmedilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, Boyabat Asliye Ceza Mahkemesi"nin 02.11.2016 tarihinde 2015/762 esas ve 2016/526 karar sayılı mahkûmiyet hükmünün bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
A- 5237 sayılı TCK"nın hüküm tarihinden önce 28.06. 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik 191. maddesi ile aynı Kanun"la 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. madde uyarınca;
"(1) Bu Kanun"un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu"nun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında hâlen denetimli serbestlik veya tedavi kararı uygulananlar bakımından Türk Ceza Kanunu"nun 191 inci maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlerin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bu Kanun"un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu"nun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(3) Bu Kanun"un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu"nun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur." şeklinde yapılan düzenlemeye göre uygulama yapılması gerektiği,
Buna göre; sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olması halinde; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle daha önce tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
B-Suç tarihinde adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, adli sicil kaydında ilamların bulunduğu ve tekerrür koşullarının oluştuğundan bahisle hükmedilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesine, ayrıca "Sanığa verilen ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hakkında 3 aydan fazla mahkumiyet hükümleri bulunması, bu nedenle bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde kanaat oluşturmaması nedeniyle" şeklindeki dosya kapsamı ile uyuşmayan gerekçe ile sanık hakkında TCK"nın 50, 51 ve CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, kanuna aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
D) Karar :
Yukarıda açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; Boyabat Asliye Ceza Mahkemesi"nce 02/06/2016 tarihinde 2015/762 esas ve 2016/526 karar sayı ile verilen mahkûmiyet kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.