3. Hukuk Dairesi 2020/11813 E. , 2021/2986 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; .... Müftü mahallesinde bulunan 215 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davalılar ile paydaş olduklarını, taşınmaz tapuda arsa vasfında olsa da fiilen üzerinde kendilerine ait dükkan ve meskenler bulunan altı katlı bina bulunduğunu, dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğünce taşınmazın 548,91 m2"lik kısmı için acele el koyma kararı alınarak fiilen el konulduğunu, devamında terkin ve tescil davası açıldığını, ardından taşınmazın kalan 566,36 m2"lik kısmı ve üzerindeki kendilerine ait binaya da acele el konulması için dava açıldığını, davalıların 566,36 m2"lik bölümde ve üzerindeki binada hakları bulunmadığını, buna ilişkin muhtesat tespiti davası açtıklarını, ayrıca davalılara acele kamulaştırma neticesinde ödenecek miktarı 07.11.2014 ile 12.11.2014 tarihleri arasında Vakıfbank aracılığıyla yatırdıklarını, ancak terkin tescil davası sonuçlanmadığından davalıların tapudaki hisselerini kendilerine devredemediklerini, gerçek durum tapudaki durumla örtüşmediğinden ileride mağdur olmamak için işbu davayı açtıklarını, davalılar her ne kadar tapu kaydında hissesi görünüyor ise de taşınmazdaki hisselerinin ileride devretmek kaydıyla
bedellerinin davalılara ödendiğini, kamulaştırma bedelinin davalılara ödenmesinin davalılar lehine sebepsiz zenginleşme oluşturacağını ileri sürerek; ödedikleri bedelin, ödedikleri tarihten işleyecek faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; ilk kamulaştırma kararı sonrası mülkiyeti kendilerine ait iki katlı bina farkını davacıların kendilerine gönderdiklerini, yatan miktarın sonradan açılan acele kamulaştırma kararı ile ilgisi bulunmadığını, dava dilekçesinde kamulaştırma bedelini davacılar tarafından davalılar hesabına yatırıldığı ve davalıların da davacılara devir yapacağı yönünde bir anlaşma bulunduğu bildirilmiş ise de gerçekte böyle bir anlaşma olmadığı gibi, hesaplarına davacılar tarafından yatırılan paranın da davacılara ait olan ve muhtesat aidiyeti davasına konu olan bina ile ilgisi bulunmadığını, muhtesat aidiyetinin tespiti davasında taşınmaz üzerindeki binanın davacılara ait olduğunu kabul ettiklerinden davacıların iddia ettiği şekilde sebepsiz yere zenginleşmenin de olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; uyuşmazlığın harici satım sözleşmesine göre davacıların maliki olduklarını iddia ettikleri meskenlere ait dava dışı kurumun davalılara ödediği kamulaştırma bedelini talep edip edemeyecekleri noktasında toplandığı, harici satımların davacılara ayni hak vermediği, dava dışı kurumun davalılara ödediği kamulaştırma bedelini talep hakları olmayan davacıların, sadece davalılara haricen satım esnasında ödedikleri satım bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebildikleri gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; harici satımların davacılara ayni hak vermediği, davacıların dava dışı kurumun davalılara ödediği kamulaştırma bedelini talep hakları olmadığı, sadece davalılara haricen satım esnasında ödedikleri satım bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebilecekleri, davacı tarafın talep sonucunu ıslah etmediği gerekçesiyle, davacıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 33. maddesine göre olayları ızah taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir.
Dava edilen 215 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydından 566,36 m2, arsa vasfında ve taraflar adına kayıtlı olduğu, beyanlar hanesinde Kamulaştırma Kanunu"nun 7. maddesine göre şerh bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacılar; dava dilekçesinde açıkça kendilerine ait altı katlı binanın bulunduğu taşınmazın dava dışı idare tarafından kamulaştırıldığını ve bu bedelin davalılara ödeneceğini, taşınmazın tapuda arsa vasfında olsa da fiilen üzerinde kendilerine ait bina bulunduğunu, davalıların tapuda kayden hisseli malik göründüğünü, davalılara acele kamulaştırma neticesinde ödenecek miktarı 07.11.2014 ile 12.11.2014 tarihleri arasında Vakıfbank aracılığıyla kendilerinin yatırdığını, davalılara ödedikleri bedelin iadesini istemişlerdir. Davacıların bu talebi karşısında ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesinin kabulü dosya kapsamıyla uyuşmamaktadır.
O halde ilk derece mahkemesince; davacı yanın talebinin, davalılara 07.11.2014 ile 12.11.2014 tarihleri arasında banka aracılığıyla ödedikleri bedellerin iadesine ilişkin olduğu kabul edilerek işin esasına girilmek suretiyle sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken, istemin hatalı olarak değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun"un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.