Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11658
Karar No: 2015/5060
Karar Tarihi: 26.03.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/11658 Esas 2015/5060 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/11658 E.  ,  2015/5060 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/02/2014
    NUMARASI : 2012/709-2014/55


    Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı Z.. T.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Hulusi"nin, muris Mustafa"nın ikinci eşinden olma oğlu olduğunu, davalılardan İsmail, İbrahim, Adem, Ayşe ve Mustafa"nın, murisin ölü kızı Müberra"nın çocukları; davalı Zeynep"in ise Müberra"nın ölü oğlu Metin"in kızı olduğunu, murisin, ... Noterliğinde düzenlenen 16.12.1992 tarihli vasiyetnameyle müvekkiline taşınmazlar bıraktığını, sözü geçen vasiyetnamenin açılıp okunduğunu, davalı Zeynep dışındaki davalıların vasiyetnamenin iptali ile tenkis davası açtıklarını, mahkemece, vasiyetnamenin iptaline ilişkin istemin reddine, tenkise ilişkin istemin kabulü ile; İsmail, İbrahim, Adem, Ayşe ve Mustafa lehine, 5.857,55 er TL"den toplam 29.287,75 TL tenkis alacağının müvekkilden tahsiline karar verildiğini, tenkise yönelik kararın infaz edildiğini belirterek; vasiyetnamenin tenfizine, vasiyetnameye konu bağımsız bölümlerinin muris adına olan tapularının iptaliyle, müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Z.. T.. vekili cevap dilekçesinde; vasiyet alacaklısının vasiyetnameden doğan şahsi hakkını vasiyetnamenin açılıp okunduğu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde isteyebileceğini, davacının eldeki davayı 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açmadığını savunarak, davanın öncelikle zamanaşımından reddine karar verilmesini dilemiş, esasa yönelik olarak da, müvekkilinin, murisin saklı pay sahibi yasal mirasçısı olduğunu, murisin davaya konu taşınmazlar dışında başkaca bir mal varlığı bulunmadığını, terekenin dava konusu taşınmazlardan oluştuğunu, vasiyetnameyle yapılan tasarrufun, müvekkilinin saklı payını ihlal ettiğini belirterek; müvekkilinin saklı payı oranında dava konusu vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı A.. T.. duruşmadaki beyanında; davanın reddine karar verilmesini dilemiş, diğer davalılar, cevap dilekçesi vermemiş, duruşmaya da katılmamıştır.
    Mahkemece; davaya konu vasiyetnamenin açılarak okunduğu, taraflara vasiyetnamenin iptali davası açmak üzere 30 günlük süre verildiği, davalı Zeynep"e 23.09.2003 tarihinde vasiyetnamenin iptali davası açmak üzere ihtarlı davetiye tebliğ edildiği, buna rağmen davalı Zeynep"in dava açmadığı, Zeynep dışındaki davalıların ise vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası açtıkları, mahkemece, vasiyetnamenin iptali isteminin reddine, tenkis talebinin kabulüne karar verildiği, kararın 11.10.2005 tarihinde kesinleştiği, MK"nın 571. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davacının tenfiz isteminin kabulüne, muris adına kayıtlı olan, Bursa/Osmangazi/Hacıilyas Mahallesi/2729 ada/5 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 1. katta bulunan 2 nolu bağımsız bölüm ile 2. katta bulunan 4 nolu bağımsız bölümün muris adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı Z.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı Z.. T.. vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
    Davalı Z.. T.. vekilinin kabul gören temyiz itirazına gelince;
    Dava, vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetnameye konu taşınmazların muris adına olan kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir.
    Temyize konu uyuşmazlık; davalının, tenfiz davasının yargılaması sırasında tenkis def"ini ileri sürüp süremeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Mirasçılık ve mirasın geçisi, mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. (4722 Sayılı Kanun m.17) Buna göre, mirasbırakan 01.01.2002 tarihinden önce ölmüş ise, ölüm tarihi itibariyle 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümleri nazara alınır.
    Somut olayda muris, 25.12.1999 tarihinde öldüğünden, olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümleri uygulanmalıdır.
    743 sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin 466. maddesi gereğince, vasiyetname yasa gereği tenkise tabidir. Saklı payların karşılığını alamayan mirasçı, vasiyetnameye itirazının olmadığını açıklamış olsa bile aynı vasiyet nedeniyle tenkis davası açabilir.
    Tenkis davasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Bu sebeple saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar ayrı ayrı tenkis davası açabilecekleri gibi birlikte de açabilirler.Tenkis hükmü sadece davanın tarafları açısından hukuksal sonuç doğurur, tenkis davasında yer almayanlar açısından hüküm tesis edilemez.
    Tenkis davası, mirasçıların mahfuz hisselerine tecavüz edildiğini öğrendikleri günden itibaren bir sene ve her halde vasiyetnameler hakkında açıldıkları tarihten, diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren beş sene geçmesiyle sakıt olur.(TKM m.513)
    Tenkis iddiası defan her zaman dermeyan olunabilir. (TKM m.513/2)
    Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; murisin 25.12.1999 tarihinde öldüğü, vasiyetnamenin açılıp, okunduğu, davalı Zeynep dışındaki diğer davalıların vasiyetnamenin iptali ve tenkis istemli dava açtıkları, mahkemece, 19.07.2005 tarihli ilamla vasiyetnamenin iptali isteminin reddine, tenkis davasının kabulüne karar verildiği, kararın, 11.10.2005 tarihinde kesinleştiği, eldeki tenfiz davasının 14.12.2012 tarihinde açıldığı, davalı Zeynep"in tenkis def"ini ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca mahkemece; tenkis iddiasının def"i yoluyla her zaman ileri sürülebileceği kuralı gereğince; davalı Zeynep"in, tenkis talebi hakkında gerekli inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi