3. Hukuk Dairesi 2021/278 E. , 2021/2991 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirketin 11801 numaralı tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı şirket tarafından hakkında 01/10/2004 tarih ve 52.298,87 TL bedelli normal tahakkuk ile 14/02/2006 tarihli 65.275,97 TL kaçak tahakkuku yapıldığını, ancak 2004 yılındaki olağan elektrik tüketiminin bu kadar fazla olamayacağı gibi, kaçak elektrik kullanımının da söz konusu olmadığını, tutulan kaçak tespit tutanağının usulsüz olarak düzenlendiğini ileri sürerek; toplam 117.574,84 TL"lik borçtan sorumlu olmadığının tespitini, bu borca dayalı olarak Gaziantep 3. İcra Müdürlüğünün 2006/3685 esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin iptalini ve davalı şirketin inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı abonenin kullandığı sayacın seri numarası ile sayacın içindeki kart hafızasındaki seri numarasının birbirinden farklı olduğunun belirlenmesi üzerinde hakkında kaçak tespit tutanağı düzenlendiğini, yapılan işlemin yönetmelik hükümlerine uygun olduğunu, davacının normal tahakkuk faturasının ise tüketim ekstresine göre düzenlendiğini ve yapılan hesaplamada bir usulsüzlük bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının 11801 numaralı abone, 01/10/2004 tarihli 52.298,87TL"lik borcunun olmadığı, bunun yerine 6.408,33TL normal tahakkuk borcu olduğunun tespitine, yine 14/02/2006 tarihli 65.275,97 TL"lik kaçak tahakkuk borcu olmadığı, bunun yerine 6.408,33 TL normal tahakkuk borcu olduğunun tespitine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Dairece verilen 12.04.2016 tarihli ve 2015/5279 E. 2016/5673 K. sayılı kararla; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunun, davacı tarafça sunulan "26/11/2005 tarihli ve 02463 sayılı kaçak itiraz komisyonu kararı" esas alınmak sureti ile düzenlenmiş ise de, bu belgenin fotokopi olarak dosyaya sunulduğu ve belge aslının dosya arasında bulunmadığı, davalı şirket tarafından mahkemeye gönderilen yazı cevabında
da kendi kayıtlarında böyle bir belgenin mevcut olmadığının bildirildiği anlaşıldığına göre, yalnızca davacı tarafça sunulan ve aslı ya da onaylı sureti dosya içerisinde bulunmayan belgeye dayalı olarak düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı gibi, bu bilirkişi raporunun gerek Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve gerek 622 sayılı kurul kararında belirtilen süre, tüketim miktarı hesaplama, ortalama aylık çalışma süreleri ve tahakkuka ilişkin düzenlemelerdeki hususlar dikkate alınmadan denetime elverişli olmayacak şekilde düzenlendiği belirtilerek mahkemece; davacı tarafça sunulan "26.11.2005 tarihli ve 02463 sayılı kaçak itiraz komisyonu kararı" şeklindeki belgenin aslının bulunup bulunmadığı taraflardan sorulup tespit edilmesi, şayet belge aslı bulunmuyor ya da taraflarca sunulamıyor ise, fotokopi niteliğinde olan belgenin delil niteliği taşımayacağı da göz önüne alınarak, dava konusu olağan tüketim ve kaçak tüketime dayalı faturalar bakımından, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, tahakkuk tarihinde yürürlükte olan EPMHY ve 622 sayılı kurul kararı hükümlerine uygun olarak, alanında uzman bilirkişi heyetinden taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece, 26/15/2005 tarihli ve 02463 sayılı kaçak itiraz komisyonu kararının dava dışı bir şahıs hakkında verildiği, bu nedenle davacı tarafça sunulan tutanak fotokopisine itibar edilmediği ziraat bilirkişisi ve elektrik bilirkişileri tarafından düzenlenen 04/07/2018 tarihli raporlar ile normal ve kaçak tüketim bedellerinin belirlendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacıya 11801 nolu tarımsal aboneliğinden dolayı tahakkuk ettirilen 01/10/2004 tarih ve 52.298,87 TL’lik fatura yönünden davacının bu miktarda borcu olmadığının, bu miktar yerine 18.810,68 TL borcu olduğunun tespitine, 14/02/2006 tarih ve 65.275,97 TL’lik kaçak tahakkuku yönünden davacının davalıya bu miktarda borçlu olmadığının, bu miktar yerine 33.885,72 TL borçlu olduğunun tespitine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararının “Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde ise;
“Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı;
1) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13"üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
A) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)
B) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa;
2) Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre,
3)Meskenler ve müstakil trafolular hariç olmak üzere diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama aylık çalışma saatlerine göre, hesaplanır.
Bu tür hesaplamaların yapılamaması durumunda, tüketilen elektrik enerjisi miktarı aynı yörede bulunan benzer kullanım yerlerinin ortalama tüketimlerine göre hesaplanarak tespit edilir.
622 Sayılı EPDK kararınını çalışma saatlerine ilişkin 1-D maddesi :
D) Ortalama Aylık Çalışma Saatleri:
1) Meskenlerde; 150 saat kabul edilir.
2) Tarımsal sulama abonelerinde; 400 saat olarak kabul edilir.
3) Sanayi abone grubundan enerji alanlar ile turistik tesisler, akaryakıt istasyonları, hastaneler, alışveriş merkezleri gibi vardiyalı hizmet veren müşterilerden, tek vardiyalı çalışanlar için 200 saat, iki vardiya çalışanlar için 400 saat, üç vardiya çalışanlar için 600 saat kabul edilir. Vardiya sayısının tespitinde dağıtım şirketi görevlilerinin tespiti ve şirket kayıtları, bunun mümkün olmaması halinde kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen resmi belgeler göz önüne alınır. Çalışma saatlerinin yukarıda belirtilenlerden daha fazla olmasının tespiti durumunda ise, tespit edilen saatler esas alınır.
4) Diğer abonelerde; 250 saat kabul edilir." ifadelerini içermektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirket tarafından davacı hakkında düzenlenen ve olağan elektrik tüketim borcuna dayanan 01.10.2004 tarihli 52.298,87 TL"lik fatura borcu ile yine kaçak elektrik tüketimine dayanan 14.02.2006 tarihli 65.275,96 TL"lik fatura borcundan, davacı abonenin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyada mevcut belgelerin incelenmesinden; davacı ile davalı şirket arasında 10/12/2001 tarihinde tarımsal sulama amaçlı abonelik sözleşmesi imzalandığı, şirket görevlileri tarafından 01/10/2005 tarihinde yapılan kontrolde abonenin dijital sayaç kapağındaki sayaç seri numarası ile hafızasında bulunan seri numarasının birbirini tutmadığı, abonenin sayacın vekalet mühürleri ile oynadığının tespit edildiği, sayacın fabrikaya teste gönderileceği ve rapora istinaden işlem yapılacağının belirtildiği, 13/02/2006 tarihli sayaç test raporunda, sayacın iç kartının değiştirildiğinin ve sayaca müdahale edildiğinin ve sayaçta
kayıtlı endeks değerlerinin doğru olmadığının tespiti ile doğru endeks tespiti için kıyaslama yapılması gerektiğinin belirtildiği, davalı şirket tarafından ise henüz test raporunun sonucu gelmeden 09.02.2006 tarihinde kaçak tespit tutanağı düzenlendiği, bu tutanakta davacının endekslerinin okuma döneminde geriye düştüğü ve davacının sayacın vekalet mühürlerini açıp kapatmak suretiyle sayaca müdahale ettiği ve kaçak elektrik kullandığının belirlendiği, davalı şirket tarafından 01/10/2004 tarihli 52.298,87 TL"lik normal tüketimden kaynaklı fatura borcu ile yine kaçak elektrik tüketimine dayanan 14/02/2006 tarihli 65.275,96 TL"lik fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle davacı hakkında icra takibi yapıldığı ve davacı tarafından da davalıya bu miktarda borcu olmadığından bahisle eldeki bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de, yukarıda açıklanan mevzuat hükmü yanlış değerlendirilerek hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiştir. Zira; rapordaki kaçak tahakkuk hesabı 622 sayılı kurul kararına uygun olmadığı gibi hesaplama zirai verilere dayalı olarak yapılmıştır.
O halde mahkemece; daha önceki bilirkişilerden farklı konusunda uzman bilirkişi heyetine dosyanın tevdi edilerek davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedeli ile normal tüketim elektrik bedelinin bozma ilamımıza uygun şekilde Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre hesaplanmak suretiyle tespit edilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; mahkemece, davanın menfi tespit istemine ilişkin olması nedeniyle, davacının borçlu olduğu tutarın değil borçlu olmadığı tutarın tespit edilerek, ne kadar miktardan borçlu olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken, müspet tespit davası şeklinde hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.