3. Hukuk Dairesi 2014/20670 E. , 2015/5113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) ANADOLU 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2013/396-2014/66
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkili şirketin ..Bayii olarak her türlü araca servis ve satış hizmeti verdiğini, davalıya ait .. plakalı aracın yapmış olduğu kaza neticesinde servisine çekildiğini, aracın .. Sigorta A.Ş’den kasko sigortası bulunması nedeniyle alınan talimat gereği aracın hasarının giderildiğini ancak, davalının aracı teslim almaktan imtina etmesi sigorta şirketi tarafından müvekkiline ödeme yapılması için gereken evrakları da imzalamaması nedeniyle alacağın tahsili için Kadıköy 6. İcra Müdürlüğünün 2009/24481 nolu dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkiline ait aracın kaza tarihinde .. Sigorta A.Ş. tarafından davacı servise bırakıldığını, davacı tarafça alacak iddiasının müvekkiline karşı değil sigortaya karşı ileri sürülmesi gerektiğini belirterek açılan davanın reddine ve %40 dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacı şirketin asıl alacak yönünden maddi kaybı dava dışı sigorta şirketi tarafından dava açıldıktan sonra 04.02.2011 tarihinde giderilmiş olmakla; asıl alacak yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Kadıköy 6. İcra Md. 2009/24481 E. sayılı takip dosyasında asıl alacak olan 9.500,13 TL" ye takip tarihinden itibaren dava dışı .. Sigorta AŞ tarafından davacıya ödeme yapıldığı 04.02.2011 tarihine kadar geçen süre için 3095 sayılı kanun 2/2 maddesi uyarınca (taleple bağlı kalınarak %18 ve değişen-azalan oranlarda) işletilecek ticari avans faizinin davalıdan
tahsil ile icra takip giderleri ile birlikte davacıya ödenmesine, davalının takibe itirazı haksız olmakla; kabule göre davacı yararına takdir olunan % 40 inkar tazminat tutarı olan 3.800,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likid (muayyen)-belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinebilecek durumdadır.
İİK 67/2.madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilen veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Somut olayda dava, BK. md. 355 vd. düzenlenen iş bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
İşin yapıldığı çekişme konusu değildir. Ancak taraflar arasında iş bedelinin belirlenmesine ilişkin herhangi bir sözleşme yoktur. Bu durumda kural olarak iş bedelinin, BK. 366. md. göre yapıldığı tarih itibariyle mahalli rayice göre belirlenmesi gerekir. Bedel bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenebileceğinden likit olarak kabul edilemez.
Dava dışı sigorta şirketinin iş bedeline itiraz etmeksizin bedeli ödemiş olması da, alacağın likit olduğu sonucunu doğurmaz. Bu nedenle mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değildir.
Ancak, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 3. fıkrasında yer alan "Davalının takibe itirazı haksız olmakla; kabule göre davacı yararına taktir olunan % 40 inkar tazminat tutarı olan 3.800,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" ifadesinin çıkartılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi..